Bundan 40 yıl önce Türkiye’de işçi sınıfı kendi gücünün farkına vardı ve patronlar sınıfının saldırılarına karşı gücüne yaraşır şekilde cevap verdi. Bu büyük direniş, 15-16 Haziran Genel Direnişi olarak tarihte yerini aldı. Bu büyük direniş bizlere hâlâ dersler vermeye devam ediyor.
20 Haziranda UİD-DER Gebze temsilciliğinde “40. Yılında 15-16 Haziran Büyük İşçi Direnişi” adlı bir etkinlik gerçekleştirildi. Etkinlik işçi sınıfının ozanlarından Nazım Hikmet’in dizelerinden bestelenmiş bir şarkıyla başladı. Ardından UİD-DER’li arkadaşlarımızın hazırladıkları 15-16 Haziran belgeseli izlendi. Büyük direnişi başlatan ve tarihe geçen işçilerin bunları nasıl başardıklarını, patronları nasıl korkutarak çil yavrusu gibi dağıttıklarını tekrar hatırladık. İşçiler fabrikalardan seller gibi yolları doldurmaya başladıklarında, daha önce dev gibi gözüken patronların ve onların bekçilerinin, bu selin içinde nasıl da saman çöpü gibi kaldıklarını anladık.
Etkinliğin sınıf kürsüsü bölümünde 15-16 Haziran dersleri üzerine konuşuldu. Bu büyük mücadele gününü bizlere armağan edenlerin örgütlü işçi sınıfı olduğu ve bizlerin de bu mirasa sahip çıkması gerektiği vurgulandı. İşçi sınıfı olarak önce kendi gücümüzü bilmeli ve gücümüze inanmalıyız. İçinde yaşadığımız bu sömürü düzeninden ancak örgütlü bir şekilde bir araya gelirsek kurtulabiliriz. Şunu da unutmamalıyız ki, patronlar sınıfı da boş durmuyor. Bizleri bölmek için her yolu deniyorlar. Kimi zaman Kürt-Türk, kimi zaman da Alevi-Sünni ayrımıyla bizleri bölmeye çalışıyorlar, çalışacaklar. Örgütlenmeyelim ve mücadele etmeyelim diye milliyetçilik zehriyle bilinçlerimizi esir almaya çalışacaklardır. Ama unutmamalıyız ki, patronlar tarafından hep beraber sömürülüyoruz. Bizi bölmelerine izin vermeden sınıf kardeşlerimizle bir arada olmalı ve örgütlü bir şekilde mücadele etmeliyiz.