1 Mayıs’a doğru ilerlerken çeşitli sektörlerden işçilerle ve direnişteki sınıf kardeşlerimizle yaptığımız söyleşileri sürdürüyoruz. Aşağıda, Esenyurt Belediyesi’nde çalışırken işten atılan direnişçi işçilerle yaptığımız söyleyişi yayınlıyoruz.
UİD-DER: Uluslararası birlik, mücadele ve dayanışma günü olan 1 Mayıs’a katılmak siz direnişçi işçiler için ne ifade ediyor?
Fatih: İşçi olduğum için ve sendika temsilcisi olduğum için 1 Mayıs etkinliklerine daha önce de katıldım. Ama bu sene daha farklı katılacağız, daha coşkulu ve daha bilinçli. İnsan kapının önüne konduğu zaman bazı şeyleri daha iyi anlıyor.
Doğan: Daha önce de 1 Mayıs’a katıldım. Senenin o bir gününde gücümüzü göstermemiz lazım. Bayram gibi kutlayamayız, işimizden atıldık, haksızlığa uğradık. O yüzden bizim için bu sene daha önemli, daha coşkulu kutlayacağız 1 Mayıs’ı.
UİD-DER: Krizin faturasını ödememek için ne yapılmalı?
Fatih: Krizin faturası sermayeye karşı birlik olursak ödenmez.
UİD-DER: Direnişçi işçiler 1 Mayıs’ta hangi talepleri dile getirmeliler? Örneğin, bu seneki 1 Mayıs’ın ortak sloganı “işten atmaları geri püskürtmek için 1 Mayıs’a” olabilir mi?
Fatih: İşten atmaların çok zorlaştırılması gerekiyor. Esnek çalışmalara da hayır demek gerek.
Doğan: Biz işten atmalara hayır demediğimiz için çok fazla işçi işsiz kalıyor. Bununla da kalmıyor, bırakalım işten atmaların yasaklanmasını, işten atmaların daha da kolaylaşması için yasalar çıkartılıyor.
UİD-DER: 1 Mayıs’ın kitlesel ve coşkulu olması, işçilere güven vermesi ve patronların yüreğine korku salması için sendikalar nasıl bir hazırlık yapmalılar? Sendikanızın 1 Mayıs’a ilişkin hazırlıkları nelerdir, yeterli buluyor musunuz?
Fatih: Sendikacılar şapka, önlük, flama dağıtmayı, iki tane ses arabası getirip “bir şey yapmalı” diye bağırtmayı hazırlık sayıyorlar. Ağalık yapacaklarına işçi liderliği yapmalılar, gerçekten önümüzde yürümeliler.
Doğan: Sendikaların, üyelerinin tamamına ulaşması lazım… Çağrılar çok yetersiz. Aslında sendikalar üyesi olmayan işçileri de alanlara yığmalı, ama kendi üyelerine bile ulaşmaktan acizler.
UİD-DER: Devletin ve patronların 1 Mayıs’ın içeriğini boşaltmak ve katılımı azaltmak için her daim yaptığı karalamalar ve baskılara karşı ne yapmalıyız? Çevrenizden bu korkular yüzünden katılmayanlar oluyor mu?
Fatih: Bunu özellikle medya yoluyla yapıyorlar. Hep olayları gösteriyorlar. Bu aynı zamanda medya patronlarının sınıfsal tutumudur. Ben 2002’de 1 Mayıs’a ilk defa gidecektim, ama dayak yerim diye, gaz yerim diye korktum, gitmedim. Ama şimdi direnişimiz sayesinde biber gazının müptelası oldum. Şimdi anlıyorum: Direnişte olduğumuz için bize komünist de diyorlar, terörist de diyorlar, yan gelip yatıyorlar da diyorlar.
UİD-DER: İlk kez 1 Mayıs’a katılacak olan işçi kardeşlerimize ne söylemek istersiniz?
Doğan: Gelsinler meydanlara hep birlikte slogan atalım. Oralarda milyonlarca kişi olursak, dayak yiyen biz olmayız.
Fatih: Biz işçiyiz, baskılara aldırmayalım. İster kabul etsinler ister etmesinler bugün cop yemekten korkanlar yarın daha büyük darbeler yer. Nasıl ki patron patronu kolluyorsa, işçiler de birbirleriyle el ele vermeli, birlik olmalı.
UİD-DER: Teşekkürler.