32 sene sonra işçiler Taksim’de 1 Mayıs’ı kutladılar. Ve ben de UİD-DER’le birlikte Taksim’de, işçi kardeşlerimizin katledildiği, devrim şehitlerinin yattığı alandaydım. İşçiler akın akın alana giriyorlardı. Büyük bir coşku vardı, herkes slogan atıp marşlar söylüyordu. Ve UİD-DER’e baktım, resmen büyülendim. Müthiş bir disiplin ve coşku vardı. O an içim içime sığmadı. O an dedim ki “işte 1 Mayıs böyle kutlanır”. Bu sene alanda bizler patronlara gücümüzü gösterebildik. Seneye 1 Mayıs’ı yine böyle ve daha kitlesel kutlamamız gerek. Çünkü 365 gün patronlar bizleri iliklerimize kadar sömürüyor, kanımızı sıkıp şarap niyetine içiyorlar.
Bizler, ancak 1 Mayıslardaki gibi hep beraber ve tek yumruk olduğumuzda, o asalaklara hesap sorabiliyoruz. Onlar da bizlerden ve örgütlü gücümüzden korktukları için 1 Mayıs’ı mahşer alanı gibi gösteriyorlar. Bizler bu sene onlara izin vermedik, disiplinli coşkulu ve de kitlesel katıldık.
Ondandır ki, bu sene, patronların tarafında olan medya, “Kan gövdeyi götürüyor, işçiler yine dükkânlara saldırdı, kaldırımları söktü, polis göstericileri tazyikli suyla dağıttı. Evet, sayın seyirciler yine 1 Mayıs mahşer alanına döndü” diyemediler. O züppelere, onların itleri olmadan 1 Mayıs’ın tam da işçilere yakışan bir şekilde kutlandığını gösterebildik. UİD-DER gösterdiği disiplinle herkese örnek oldu. Herkes “Bravo, helâl olsun, sizinle gurur duyuyoruz, 1 Mayıs böyle kutlanır” dedi. Bizleri gururlandırdılar, yaptığımız işle gurur duyduk bir kez daha. Üzerimize düşen daha iyisini yapmak olmalı. Üzerimize düşen görev 2011 1 Mayıs’ına daha kitlesel katılmak. Bunun için de iş arkadaşlarımıza, komşularımıza, mahalledeki arkadaşlarımıza, sevgilimize, eşimize, bu 1 Mayıs’ı anlatmalı, onlara o coşkuyu hissettirmeliyiz. Ve seneye onları da 1 Mayıs alanına getirmeliyiz.
UİD-DER Yürüyor, Mücadele Büyüyor!