İşçi sınıfının mücadele günü olan 1 Mayıs’ta bu yıl da alanlardaydık. Bütün baskılara ve yasaklara rağmen alanlara çıkıp sınıfımızın taleplerini haykırdık. Gençler olarak işçi kardeşlerimizle birlikte taşeron işçiliğine, uzun iş saatlerine, grev yasaklarına, iş kazalarına, çocuk işçiliğe, kadın şiddetine, ekonomik krizin bedelinin işçilere ödetilmesine, emperyalist savaşlara ve demokratik hakların gaspına 1 Mayıs alanlarında yumruklarımızı daha da sıkarak “HAYIR!” dedik.
İçinden geçtiğimiz dönemde 1 Mayıs’ın önemi çok açık bir şekilde ortaya çıkıyor. Biz işçiler ve öğrenciler referandumdaki “Hayır”larımızı daha da yükselterek 1 Mayıs alanlarında öfkemizi mücadeleci örgütümüz UİD-DER ile birlikte dile getirdik. Umut dolu aydınlık yarınlara kavuşmanın tek yolu bu köhnemiş kapitalist düzene karşı mücadele etmekten geçiyor. Geçmişten bugüne kadar ezilen ve sömürülen milyonların içinde bulunduğu durum bunu net bir şekilde gösteriyor. Bu sömürü düzeni yıkılmadan ne bu süren savaşlar son bulur ne de kimsenin aç yatmadığı aydınlık günlere kavuşabiliriz. Krizin iyice hissedildiği bu dönemde insanlarda birikmiş bu öfkeyi doğru bir yere kanalize etmek gerekir. Bu öfkeye yön verecek güç patronlar sınıfı değil işçi sınıfının hamuruyla yoğrulmuş, işçilerle aynı sorunları yaşayan bizler olmalıyız. Öfkemizi nereye yönlendireceğimizi 1 Mayıs alanında UİD-DER’in sloganları, düzenli ve disiplinli kortejiyle dosta düşmana gösterdik. Attığımız sloganlar, söylediğimiz şarkılarla mücadele azmimizi pekiştirdik ve bu azimle örgütlülüğümüzü daha da büyüteceğiz.
KAHROLSUN KAPİTALİST SÖMÜRÜ DÜZENİ!
YAŞASIN 1 MAYIS, YAŞASIN ÖRGÜTLÜ MÜCADELEMİZ!