Bizler UİD-DER’li öğrencileriz. Her 1 Mayıs’ta olduğu gibi bu sene de içimizde büyük bir heyecan ve coşkuyla, mücadele örgütümüz UİD-DER’in disiplinli işçi kortejinde yerimizi aldık. İşçi emekçi ailelerin çocukları olarak, ileride birer işçi olacağımız bilinciyle, sınıfımızın taleplerini güçlü bir şekilde haykırdık.
Egemenlerin, işçi sınıfının gençleri düşünmesin, sorgulamasın, mücadele etmesin diye başvurmayacağı yol yok. Okullarda verilen eğitim ile gençler egemenlerin istedikleri gibi şekillendiriliyor, bitmek bilmeyen sınavlar ile düşünemez, sorgulayamaz hale getirilerek adeta robotlaşmış olarak patronların önüne sunuluyor. Kontrol altında tutulmak istenen gençler özellikle medya aracılığıyla uyuşturuluyor. Geleceğe dair umudu olmayan, çaresiz bırakılan insanlar uyuşturucu bataklığına sürükleniyor. Hayata tutunacak bir dal bulamayanlar hayatlarına son veriyorlar. Her gün intihar haberleri geliyor.
Tüm bunların yanı sıra baskı da alabildiğine artıyor. Hak aramak suç sayılıyor. Üniversitelerde muhalif akademisyenler ihraç ediliyor. Öğrencilerin hocalarını uğurlamasına bile müsaade edilmiyor. 2017 1 Mayıs’ına bu şartlar altında gidildi. Tam da bu yüzden bu sene 1 Mayıs’a katılmak biz gençler için de çok daha önemli hale geldi. Bizler 1 Mayıs’a sadece ekonomik taleplerle değil, bu çürümüş düzene ve yozlaşmaya “hayır” demek için de katıldık. Geleceğimizin ellerimizden alınmasına müsaade etmeyeceğimizi haykırmak için, baskılara, savaşlara, kurulmak istenen tek adam rejimine “hayır” demek için de katıldık.
Biliyoruz ki işçi sınıfı ve onların evlatları olan bizler mücadele etmeden bu taleplerimiz hayata geçmeyecek. Bu yüzden bizler de UİD-DER’li gençler olarak egemenlerin asla bizlere sunmayacağı, hayal ettiğimiz o gelecek için canla başla mücadele etmeye devam edeceğiz. Yaşasın Örgütlü mücadelemiz!