21 Mart akşamı UİD-DER Sefaköy’de “Nasıl Varır Nehirler Denizlere?” adılı bir şiir-müzik dinletisi gerçekleştirdik. İşçi sınıfının ozanı Hasan Hüseyin Korkmazgil’i andığımız şiir ve müzik dinletimize çok sayıda işçi ve ayrıca öğrenciler katıldılar. Kölece çalışma koşulları altında insanca yaşamdan uzak bırakılan ve hayatları karartılan işçiler, etkinlik boyunca acılarını, özlemlerini, aşklarını, mücadelelerini anlatan şiir ve müziklerle; zaman zaman coşkulu, zaman zaman hüzünlü anlar yaşadılar. Etkinliğimize katılanlar, şiir ve müzik grubumuz tarafından seslendirilen Hasan Hüseyin’in birbirinden eşsiz dizelerinde ve onun şiirlerini besteleyen Ahmet Kaya’nın dokunaklı ezgilerinde kendilerini buldular.
Patronlar sınıfı/burjuvazi, işçi sınıfının tarih boyunca biriktirdiği acılarını, öfkelerini, yarınlara duyduğu özlemlerini ve mücadele deneyimlerini her fırsatta unutturmak istedi. İşçi ve emekçilerin umudunu ve başkaldırısını en anlamlı yoldan anlatan şiirlerimize, türkülerimize saldırmaktan geri durmadı. İşçilerin yaşamlarına ve mücadelelerine dizelerinde ve ezgilerinde hayat veren işçi sınıfının ozanlarını bize unutturmaya çalıştı. Fakat bugünün mücadeleci işçileri, geçmiş işçi kuşaklarının yaşadığı acıların ve kavgaların yaşam bulduğu şiirleri ve müzikleri yaratan ozanlarımızı unutmuyor. İşçi ve emekçilerin gerçek yaşamlarından süzülüp gelen birbirinden eşsiz şiirler ve müzikler, mücadele yolunda coşkumuza coşku, inancımıza inanç katmaya devam ediyor.
Geçtiğimiz ay aramızdan ayrılan, yaşamı boyunca emekçilerin yanında duran, Anadolu yoksullarının İnce Memed’i Yaşar Kemal’i “İnce Memed” türküsüyle anarak başladığımız etkinlik; Hasan Hüseyin’in egemenlere duyduğumuz öfkeyi dile getiren, mücadeleye çağıran şiirleri ve Ahmet Kaya tarafından bestelenen şarkılar ve türküler ile devam etti.
Etkinlik sonrasında sohbet ettiğimiz birçok işçi ve öğrenci, düzenlediğimiz etkinlikten büyük heyecan duyduklarını söylediler. Genç işçi ve öğrencilerden oluşan şiir ve müzik grubumuzu oldukça başarılı bulduklarını ve beğendiklerini söyleyen birçok işçi, etkinlik boyunca birden fazla duyguyu bir arada yaşadıklarını ve şiir-müzik dinletisini büyük bir zevkle dinlediklerini ifade ettiler. Bir sağlık işçisi, bu etkinliğe katılarak birçok şey öğrendiğini, katılmasaydı çok şey kaçıracağını dile getirdi. Bir üniversite öğrencisi ise bu etkinlikte beklentilerinin üstünde çok şey bulduğunu ve etkinliğe katılmadan öncesi ile sonrası arasında birçok şeyin değiştiğini ve çok şey öğrendiğini ifade etti. Sohbet ettiğimiz bir kadın işçi ise, Hasan Hüseyin’in sermaye hükümetlerinin zalimliğine nasıl aldandığımızı mizahi bir dille işlediği “Koyunsal Konum” şiirini özellikle çok beğendiğini söyledi ve şunları ekledi: “Bu etkinlikten şunu öğrendim ki mücadele etmekten başka bir yolumuz yok, mücadele etmeliyiz.”
İşçilerin yüreğinde ölümsüzleşen Hasan Hüseyin Korkmazgil de dizelerinde işçi ve emekçileri sömürüye ve adaletsizliğe karşı mücadeleye çağırıyor: “... üretensin, yaratansın, yürütensin dağları/ bakma öyle kilit kilit duvar duvar/yetsin artık bu susku/ bıçak kemikte!” Bıçak kemiğe çoktan dayandı ve bu kapitalist sistemin ömrü çoktan tükendi. Dünyayı yaratan bizleriz ve ancak örgütlü mücadelemizle bir avuç asalağın saltanatına son verebiliriz.