Yaşıyoruz bu düzende buna yaşamak denirse. Doğduğumuz andan itibaren bize biçilen hayatları yaşıyoruz. Ne yaparsak yapalım, ne kadar çabalarsak çabalayalım aldığımız ücreti biraz arttırmak, biraz daha iyi koşullarda yaşamaktan öteye geçemiyoruz kendi çabamızla. Okullarda okuyoruz ama sadece bize öğretmek istediklerini öğreniyoruz. İşyerlerinde çalışıyoruz fakat sadece bize uygun görülen ücreti alıyoruz. Dünyayı, haberleri takip ediyoruz fakat sadece bize verilen, anlatılan kadarını görebiliyor, anlamamızı istedikleri gibi anlıyoruz. Geçmişimizi, insanlığı öğrenmek istiyoruz fakat onların anlattıklarından “öğrenmek” zorunda kalıyoruz. Düzenin adaletsizliğini, açlığı, savaşları, işsizliği anlamaya çalışıyoruz fakat hiçbir zaman bütünü kavrayamıyoruz.
Evet, dostlar, örgütsüz ve bilinçsiz işçiler olduğumuzda maalesef hayatımızın çerçevesini egemenler belirliyor ve yukarıda anlattıklarımın ötesine geçemiyoruz bir başımıza. Kapitalist düzen diyor ki bize; “sen yoksulluğa, cefaya ses çıkarma, kurtarabilirsen sadece kendi paçanı kurtar, yapabilirsen kişisel hırslarınla sana sunulan yaşamı değiştir, zengin ol, rahat ol, özgür ol. Anlamaya çalıştığın dünya bizim sana verdiklerimizden ibarettir. Bu düzen böyle gelmiş böyle de gidecek. Haksızlık, adaletsizlik, açlık insanlığın doğasının bir parçasıdır. Sorgulama, değiştirmeye çalışma boşuna!”
Fakat bir de bize unutturulan, öğretilmeyen gerçekler var. Dünyada patronlar sınıfıyla işçi sınıfı diye iki sınıf olduğu gibi… Patronların düzenlerini sürdürmek için işçi sınıfını sömürmesi, uyutması, uyuşturması gerektiği gibi. Bu düzenin karşısında işçi sınıfının örgütlü ve bilinçli olduğunda kazandığı zaferler gibi. İnsanı insanlıktan çıkaran, doğayı mahveden, işçi sınıfını böylesi ağır çalışma koşullarına, işsizliğe, açlığa mahkûm eden kapitalist düzen işçi sınıfının kendi gücünün farkına varmasından öylesine korkuyor ki…
İşte mücadele örgütümüz UİD-DER tam da kapitalistlerin korktuğunu başına getirmenin, işçi sınıfının kurtuluşunun ancak örgütlü ve bilinçli mücadeleyle olacağını bilen işçilerin mücadele örgütüdür. UİD-DER biz işçilere içinde yaşadığımız düzeni, dünyada yaşanan savaş, kriz, işsizlik, açlık gibi sorunların nedenlerini, sınıfımızın tarihini, örgütlü işçilerin gücünü, işçi sınıfının mücadele yöntem ve deneyimlerini aktaran bir mücadele örgütüdür. UİD-DER gerçekten işçi sınıfının bağrından kopmuştur. Çünkü tüm faaliyetlerini, çalışmalarını fabrikalarda, işyerlerinde çalışan işçiler yürütür. İşte bu nedenle işçilerin sahiplendiği bir mücadele örgütüdür UİD-DER. Tam da bu nedenle yola çıktığı günden bu yana tam 10 yıldır biz işçileri mücadelesine katarak yürüyor. Aynı kararla, inançla, sabırla işçi sınıfının sınıfsız, sınırsız, sömürüsüz bir dünya kurma mücadelesini büyütmeye devam ediyor. İşçi sınıfının mücadelesine ışık tutuyor. Biz işçilere de UİD-DER’in mücadele ışığını büyütmek düşüyor!