20 Eylülde Marmaray’da bir iş cinayeti yaşanmış, elektrik akımına kapılan 27 yaşında, bir çocuk babası, taşeron işçi Fatih Uysal yaşamını yitirmişti. Marmaray’dan yapılan açıklamada “Teknik bir arıza sebebiyle seferlerimizi Sirkeci aktarmalı olarak 17 dakika aralıklarla yapmaktayız. Anlayışınız için teşekkür ederiz” denmişti. Kısa bir süre sonra seferlerin gecikmesine yol açanın “teknik arıza” değil korkunç bir iş cinayeti olduğu ortaya çıkmıştı. Yetkililer yine “Seferlerimiz 12.10 itibariyle normale dönmüştür” dışında bir açıklama yapma gereği duymamışlardı.
Cinayet nedeniyle Marmaray Ayrılıkçeşmesi-Yenikapı hattı kapatılırken, Yenikapı-Ayrılıkçeşmesi hattında seferler devam etti. Yenikapı’dan kalkan trenler, yolcuları Sirkeci istasyonunda bırakarak yeniden Yenikapı’ya döndü. “Seferleri aksatan” ölümün nedeni taşeron işçinin tünel içerisindeki su sızıntılarına müdahale ederken elektrik akımına kapılmasıydı. Hükümet, sendikaların ve meslek örgütlerinin tünellerin ve tüplerin yapımında hata olduğu, tüneller üzerindeki yer altı sularının ıslah edilmediği, sızmaların olabileceği ve tünelin açılması için acele edilmemesi gerektiği yönündeki uyarılarını dinlemeden tünelleri açmıştı. Su sızıntısını engellemek için işe taşeron işçiler alındı. Marmaray hattı elektrikle çalıştığı halde sızan suyu tahliye etmek gibi “bakım” işleri yapılırken gerekli önlemler alınmadı. Gencecik işçi Fatih Uysal canından, minicik bir bebek babasından oldu.
Kaza anında Fatih’in yardımına yine onun gibi işçi arkadaşları koştu. Ama ambulansla Haydarpaşa Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne kaldırılan Fatih’i kurtaramadılar. İşçiler örgütsüz ve sermaye açgözlü olduğu için “seferler normale döndü”, Fatih ise iş cinayetleri istatistiklerine bir rakam olarak eklendi. Sayısız işçi gibi Fatih de işçilerin örgütsüzlüğünün bedelini iş güvenliği önlemleri alınmadan çalışarak ve yaşamını kaybederek ödedi.