Merhaba. Bu satırları kimi kamuda kimi özel kurumlarda çalışan, bir grup eğitim emekçisi, öğretmen olarak yazıyoruz. Malumunuz geçen haftalarda mücadele örgütümüz UİD-DER’in 13. kuruluş yıldönümüydü. Bizler de bu vesileyle bir araya gelerek derneğimizin bize katkıları üzerine sohbet ettik. Bu sohbeti de sizlerle paylaşmak istedik.
Genel olarak tüm okumuşların, özel olarak öğretmenlerin yaşadığı önemli bir kafa karışıklığı vardır. Öğretmenler kendilerini işçi olarak görmezler. Okumuşluklarından kaynaklı olarak kendilerinin farklı olduğunu, üstün olduklarını sanırlar. Bu önemli bir yanılgıdır ve bu yanılgı yaşamın kavranmasında pek çok soruna yol açmaktadır. Öte yandan ay sonunda ya da başında alınan (kimi durumda da alınamayan) maaş öğretmenin de ücretli bir çalışan yani bir işçi olduğu gerçeğini sürekli hatırlatır. Diğer işçilerden farklı olma fikri genel olarak işçilerin ayrıştırılmasının, ortak mücadele yürütülmesinin önünde bir engel olduğu için kapitalist düzen tarafından sürekli kışkırtılıyor, güçlü bir şekilde kullanılıyor. Bunun karşısında UİD-DER bizlere sahte ayrımların anlamsızlığını, yaşamı var eden biz işçilerin bir sınıf olduğunu ve kurtuluşumuzun, yaşamlarımızdaki sorunların çözümünün birliğimizden ve örgütlü mücadelemizden geçtiğini öğretiyor. İşçi sınıfının şanlı mücadele tarihini, farklı coğrafyalardaki mücadele deneyimlerini yine derneğimiz UİD-DER sayesinde öğreniyoruz. UİD-DER’de yapılan etkinliklerden moral buluyoruz. Kapitalist düzenin ürettiği bencillik, çıkarcılık yerine UİD-DER bizlere kolektif içinde davranmayı, dayanışmayı öğretiyor. Bu kapitalist düzenin ürettiği pisliklerden arınmak, insan olabilmek için gerekli. Bu sebeple bizler UİD-DER’li öğretmenler olmaktan çok mutluyuz. Sizleri de mücadeleye, UİD-DER’e davet ediyoruz.
YAŞASIN ÖRGÜTLÜ MÜCADELEMİZ!