Gebze temsilciliğimizde 8 Kasımdaki etkinliğimizin konusu 1917 Ekim Devrimiydi. Etkinliğimizi, mücadele tarihimizin sunumu, ortaklaşa soframızdaki yemek ve ara, derken son olarak gelenekselleştirdiğimiz sınıf kürsümüzle sürdürdük. Etkinliğin ilk bölümlerinin detayına girmeyeceğim. Ancak oraya katılmakla hissedilebilir. Çünkü sınıf kürsüsünde işçi ve öğrenci arkadaşlarımızın söyledikleri, işçi sınıfımızın mücadelesinin ne kadar meşru ve haklı olduğunu tekrar tekrar bizlere gösterdi. Arkadaşlarımız günlük sorunlarından bahsettiler. Derneğimizle tanıştıktan sonra onların üzerindeki etkilerini anlattılar. Hele genç bir fidanın (13 yaşında), bir işçi ailesinin küçük meleğinin konuşması beni öylesine etkiledi ki, sözcükler nerdeyse kifayetsiz kalıyor. Bu genç kızımız ilk önce çok heyecanlıydı. Daha sonra, çevresi okul arkadaşları, öğretmenleri ile dernekteki ağabeyleri, ablaları ve dostları arasındaki farklılıklardan bahsetti. Böylesi farkları bu yaşta görebilmeye başlamış yani bu sistemin içindeki gencecik pırıl pırıl bir insan, mücadelemizle, derneğimizle dışarıyı karşılaştırabiliyor. Konuşmaya başlamasından bir süre sonra gözleri doldu. Ardından gözyaşları için özür diledi misafirlerden. Bu alanlarda ortaya çıkan çelişkili durumlardan dolayı kafasının bazen karıştığını, bunun da okul çevresi ve arkadaşlarından kaynaklandığını anlattı. Bu sistemin bütün kötülükleri etrafımızı kuşatmışken ve etkilerinden biz bile muaf değilken genç kızımız bundan nasıl etkilenmesin ki.
Bu genç dostumuzun duygu dolu sözleri gerçekten çok şey anlattı bana. Bugün her yerde patronların kültürü egemen. Bizi sürekli zorluyorlar. Alacaksın, satacaksın, çalacaksın, sömüreceksin, kıskanacaksın, vs. Biz bilinçli işçiler bu rezilliği tersine çevirmediğimiz sürece, ne bu genç kızımız gibi niceleri ne de işçi sınıfının geneli bu çarpılmadan ve moralsizlikten kurtulabilir. Bize uzun zaman ve büyük emeklerle aktarılan mücadele kültürümüzü korumak ve işçi sınıfına aktarmak bizlerin en önemli görevidir. Bunu bir kere daha gördüm. Unutmayalım, yarının sağlıklı insanları ancak bizlerin örgütlü müdahalesiyle yetişecektir. Bence böylesi bir şansı tüm işçiler ve çocukları fazlasıyla hak ediyor.
Kahrolsun Burjuvazi, Kahrolsun Onun Sistemi!