29 Kasımda, Adana’da Özel Aladağ Tahsil Çağındaki Talebelere Yardım Derneği Ortaöğretim Kız Öğrenci Yurdunda akşam saatlerinde yangın çıktı. Yangının ardından 22 kişi yaralı olarak hastaneye kaldırılırken, 11 öğrenci ve bir eğitmen hayatını kaybetti. Cesetleri yangın merdiveninin kapısında bulunan öğrencilerin bazılarının cenazeleri birbirlerine sarılı halde bulundu. Katliama neden olanın yangın değil, ihmaller zinciri olduğu ortaya çıktı. Yangın merdiveni kapısının kilitli olması ölü sayısını artırdı. Ama katliamın sorumlularının üstüne gidileceğine facia ile ilgili yayın yasağı getirildi.
Yangın 19.30 sıralarında, zemin katta başladı. Alevler kısa sürede içi ahşap, zemini halı kaplı iki katlı binayı sardı. Pencereden atlayan ve dumandan etkilenen 22 öğrenci hastanelere kaldırıldı. Üç saat süren söndürme çalışmalarının ardından içeri giren itfaiyeciler 11 öğrenci ve 1 eğitmenin cesedini buldu. 8 öğrenci kaçtıkları çatıda, 3 öğrenci ve eğitmen de 2. katta hayatını kaybetti. Morga kaldırılan cesetlerin kimlik tespiti için ailelerden kan örneği alındı.
Adana İtfaiye Daire Başkanı Fatih Durukan, ilk belirlemelere göre yangının elektrik kontağından çıkmış olabileceğini belirtti. Durukan, binanın içinin ahşap kaplama olduğunu, yalıtım için strafor kullanıldığını, yerlerin de halıyla kaplı olduğunu, bu nedenle yangının kısa sürede büyüyüp üst katları sardığını dile getirdi.
Yangın haberini alan veliler yurdun önüne toplandılar ve evlatlarının akıbetini öğrenmeye çalıştılar. Bir veli çocuklarının daha önce devlet yurdunda olduğunu, yurt binasının yıkılarak çocukların Süleymancılar olarak tabir edilen tarikatın yurduna taşındığını dile getirdi. Veliler, yangın merdiveninin kapısının kilitli olması başta olmak üzere ihmaller silsilesine tepki gösterdiler. Evlatlarını teslim ettikleri yetkililerden hesap sordular. Ancak timsah gözyaşları döken yetkililer, aileleri yatıştırmak üzere ilçeye 32 psiko-sosyal uzman göndermekle yetindiler.
Çoğunlukla orman ve dağ köylerinden oluşan Aladağ’da, ilçe halkı geçimlerini ormandan odun, kereste sağlayarak, hayvancılık, bahçecilik yaparak, krom madenlerinde çalışarak sağlıyor. Yoksulluk içinde yaşayan aileler için çocukların eğitimi büyük bir sorun. Çocuklarını okutmak isteyen aileler, köy okullarının kapatılması nedeniyle, çocuklarını ilçelerdeki okullara göndermek zorunda kalıyor. Servis imkânlarının yetersizliği ve pahalılığı nedeniyle çocuklarını ilçelerdeki yurtlara emanet eden aileler, şimdi acı içinde. Alevler içindeki evlatlarının hayatta olup olmadığını gözyaşları içinde beklerken, acılarını ve öfkelerini dile getiriyorlar. Ancak bilinmelidir ki Aladağ felaketi ilk değil, son da olmayacak.
8 yıl önce Konya’da yine aynı tarikata ait, kaçak Kuran kursu verilen Boğaziçi Özel Öğrenci yurdunda tüpgaz patlamasıyla bina çökmüş ve 18 öğrenci ölmüştü. 1 Aralık 2015’te Diyarbakır’da yine Kuran kursu verilen bir yurtta yangın çıkmış ve 6 çocuk yanarak can vermişti. Ama bu faciaların ardından önlem almak ve denetim yapmak şöyle dursun, yetkililer aileleri susturmaya çalışmışlardı. 12 canın yittiği bu son yangın, toplu olarak çocukların barındığı bir yerde hiçbir önlem alınmadığını, devletin denetim görevini yerine getirmediğini, kâr ve iktidar tutkusunun insan canının önüne geçtiğini bir kez daha gösterdi.