Ankara’da bulunan ve 3 şubesi olan Arkadaş Kitapevi işçileri, daha iyi çalışma koşulları için Sosyal-İş Sendikasına üye oldular. Sendika, çoğunluğu sağladıktan sonra toplu iş sözleşmesini başlatmak için Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığına başvurdu. Bu başvurudan önce de Arkadaş Kitapevi işvereniyle bir iyi niyet görüşmesi yaptı. Fakat Bakanlığın toplu iş sözleşmesi için yasal koşulların karşılandığı tespitine işveren itiraz etti ve saldırıya geçti. İşveren sendikalı işçilerin 9’unu işten çıkardı ve işten çıkarmadıklarına da mobbing uyguladı. Sendikaya üye işçileri tehdit ve baskıyla sendikadan istifa etmeye zorladı.
İşverenin saldırıları ve sendika düşmanı tavrı nedeniyle Sosyal-İş, işten atılan işçilerle kitapevinin şubeleri önünde bildiri dağıtımı yaparak Arkadaş Kitapevi’nin sendika düşmanı tavrını kamuoyuna duyurdu.
11 Kasım günü Kitapevi’nin Batıkent şubesinde Batıkentli işçi ve emekçilerin, çeşitli sendika, dernek ve partilerin katılımıyla kitlesel bir basın açıklaması yapıldı. Basın açıklamasında ilk sözü işten atılan işçiler adına Özgecan Bulut aldı. Bulut: “Arkadaş Kitapevi işçileri olarak, maddi ve manevi isteklerimizin gerçekleştirilmediğini gördüğümüz için; demokratik ve örgütlü bir yaşama inandığımız için, anayasal hakkımızı kullanarak sendikalı olduk. Örneğin, yemek ücreti verilmediği için evimizden getirdiğimiz yemeğimizi yiyebileceğimiz bir alan istedik; verilmedi. Temiz su içmek istedik; kabul görmedi. Yorulduğumuzda oturup 1-2 dakika dinlenmek istedik; bu dahi çok görüldü. İşte tam da bu yüzden, daha insani koşullarda çalışmak ve yaşamak için sendikalı olduk. Sendikalı olmak gerektiğine inandığımız için sendikalı olduk” diyerek hem çalışma koşullarını hem de neden sendikalı olduklarını anlattı. Bulut konuşmasının devamında sendikalı olduktan sonra işveren tarafından yapılan saldırıları anlattı. Bulut taleplerini şöyle sıraladı: “Haksız yere atıldığımız işimize geri dönmek istiyoruz, sendikal hakkımıza saygı gösterilmesini ve toplu iş sözleşmesi için sendikayla masaya oturulmasını istiyoruz.” Bulut sözlerini işverene bir kez daha sendika haklarına saygı gösterme çağrısı yaparak ve haklı mücadelelerine destek olanlara teşekkür ederek sonlandırdı.
Bulut’un konuşmasının ardından çeşitli sendikalardan ve emek örgütlerinden temsilciler destek konuşmaları yaptılar.
Basın açıklamasını Sosyal-İş Genel Başkanı Metin Ebetürk yaptı. Ebetürk, Arkadaş Kitapevindeki sendikal örgütlenmenin kitapevlerinde 12 Eylül sonrası ilk sendikal örgütlenme olduğunu belirterek, bu girişimin önemini vurguladı. Yaşanan süreci anlatan Ebetürk, açıklamasını şu sözlerle sonlandırdı: “İşveren bu çağrımızı da yanıtsız bırakır, OHAL’in karanlığına yaslanarak sendikamızı ve üyelerimizi adliye koridorlarına mahkûm etmeye çalışırsa, bu mücadeleyi bir üst safhaya taşımaya da hazırız. Biliyoruz ve görüyoruz ki bu haklı mücadelemizde ve kavgamızda yalnız değiliz. Bize destek ve dayanışmasını sunan tüm dostlarımıza bir kez daha teşekkürlerimizi sunuyoruz, bir kez daha ilan ediyoruz: Arkadaş Kitapevi sendikalı bir kitapevi olana kadar mücadele edeceğiz! Biz haklıyız, er ya da geç biz kazanacağız!”
Konuşmalar sırasında “Yaşasın Sınıf Dayanışması”, “İnadına Sendika İnadına DİSK”, “Kurtuluş yok Tek Başına Ya Hep beraber Ya Hiç Birimiz”, “Sendika Hakkımız Engellenemez” sloganları atıldı.
Dayanışma halayı çekildikten sonra eylem sonlandırıldı.