Bangladeş’te 24 Nisanda çöken iş hanında enkaz altından çıkarılan ölü sayısı 640’a çıktı. Binlerce yaralı olduğu için bu sayının daha da artması bekleniyor. Enkaz altından kurtarma çalışmaları ise devam ediyor. Kaza nedeniyle sakat kalanların sayısı henüz belli değil. Sağ kalan işçilerin yaşadıkları travmayı atlatmaları pek mümkün görünmüyor.
Felaketin ardından patronların ve onların yanında saf tutan devletin umursamazlığı da tekrar tekrar ortaya çıkıyor. Bangladeş Maliye Bakanı Ebul Maal Abdülmunit, 640 ölünün ardından yaptığı açıklamada “felaketin tekstil endüstrisine etkisi ciddi değil” dedi. Kazanın her yerde olan kazalardan bir farkının olmadığını söyledi. 640 insanın ölmesi ticareti etkilememiş! Onlara göre geride çalışacak ve patronların kârı için ölecek binlerce işçi var zaten! Hayattaki tek önemli konu da sermayenin daha da büyümesi, ticareti, endüstriyi etkilememesidir. Gerisi onlara göre yalnızca teferruattır.
Felaketin ardından plazanın sahibi Hindistan’a kaçarken sınırda yakalandı, tutuklandı. Binanın altında ölen işçilerin hayatlarına karşılık yalnızca 7 yıl hapis yatacak. Ayrıca belediyede çalışan üç inşaat mühendisi de tutuklandı. Bu mühendislerden birisi “bina çökecek, sağlam değil” uyarısını aylar öncesinden yapmasına rağmen, patron binanın üstüne kaçak 3 kat daha çıkarken ona inşaat danışmanlığı yapmış. Diğer ikisi binadaki çatlaklar ayan beyan ortadayken “bina güvenilir” raporu vermişler.
Tüm bunların ışığında binanın neden çöktüğüne dair araştırmalar devam ediyor. Yapılan açıklamalarda binanın yapımında çürük malzeme kullanıldığı ortaya çıkmış. Şimdi sormak lazım: Tüm bu ayrıntılar 640 ölünün ardından mı çıkmalıydı? Devlet, belediye sıkı bir denetim yapamaz mıydı? Böylesine büyük bir iş hanı inşa edilirken daha baştan denetimleri yapıp bu felaketi önleyemez miydi?
Bu sorular ve cevapları devletin bu katliamda parmağı olduğunu kanıtlıyor. Katliamın sorumluları başta devlet ve kurumları olmak üzere, iş hanının sahibi, tekstil patronları ve işçilerin canını, hayatını hiçe sayan kâr düzeninden başkası değildir!
Onlar her ne kadar “bu olay bizi ve endüstrimizi etkilemedi, biz işimize bakalım” deseler de, biz toprağın koynuna verdiğimiz 640 sınıf kardeşimize bakıyoruz. Onları unutmayacağız, unutturmayacağız ve patronlar sınıfının her gün canımıza kıymasına sessiz kalmayacağız!