Gaziosmanpaşa Belediyesi’nde çalışan bir işçi:
“25 yıldır Gaziosmanpaşa Belediyesi’nde sağlık işlerinde çalışıyorum. Biz greve hazırız. Toplu iş sözleşmesi ile amacımız refahımızı yükseltmek. Belediyelerde çalışan taşeron işçilerin çalışma koşulları ve ücretleri çok kötü durumda. Taşeron işçiler, bizim yarı ücretimizi alıyorlar. Çoğu zaman bir çay içecek para dahi bulamayacak kadar kötü durumdalar. Greve hazırlıklar yapıyoruz. İşçiler birlik olmalıdır. Bütün işçilerin sıkıntıları ortaktır. Biz bu sözleşme ile ailemize huzur içinde gitmek istiyoruz.”
Şehir Tiyatrolarında çalışan bir işçi:
“22 yıllık işçiyim. Taşeron işçilerin kadrolu işçi statüsüne alınmasını istiyorum. Zam oranımızın en az yüzde 20 olmasını istiyorum. İnsanca yaşayacak bir ücret istiyorum. Grev komitelerimizi oluşturduk. İSKİ, İGDAŞ gibi belediyeye bağlı işçilerle ortak hareket ediyoruz. Bu sözleşme sadece bizi
ilgilendirmiyor. Bütün çalışanları ilgilendiriyor. Bugün bu eyleme yıllık izinde olan arkadaşlarımız katılmadı. İşçilerin en büyük sorunu işsizlik ve asgari ücrettir. Asgari ücret açlık sınırının altındadır. Kriz var deniliyor ama ülkede yeni yeni zenginler ortaya çıkıyor. Fakat biz işçilerin bu durumda olmasında sendikacıların da payı var. Sendikacılar işçilere hizmet değil emirler yağdırıyorlar. Aldıkları ücretler işçilerin ücretinin iki, üç katı. Şube başkanları genel merkezlerin emirleri dışına çıkamıyorlar.”İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nde çalışan bir işçi:
“Ailemle bugün buraya geldim. Üç çocuğum ve eşim bize destek için burada. Hiçbir şeyden korkmuyoruz. Biz işçiler olarak kararlıyız. Taleplerimizin hepsi insanca talepler. Taşeronlaştırmalar işçi ücretlerini düşürüyor. İşçiler adeta emir kulu haline getiriliyor. Sendikalarımız bu süreçte yeterli değil. Belediye işçilerini karalamak için brüt ücretlerimizi halka göstererek ücretlerimizin çok yüksek olduğunu söyleniyor. Halk yanıltılıyor. Bir belediye işçisi kuyumcudan çok daha fazla vergi ödüyor.”