Uzunca bir süredir, iktidardakilerden ve yakınlarından kurdukları cümlelerin her yerine “ben” kelimesini sokuşturduğu nutuklar dinlemekteyiz. Her şey bir “ben”de tezahür ediyor adeta. O “ben” her şeyi tek başına düzeltiyor. Ekonomiyi büyütüyor, ticareti arttırıyor, ülkemizin milli bütünlüğünü korumak için elinden geleni yapıyor, hatta tek başına iktidar yükünü omuzluyor. Ve bu zor işlerle uğraşırken, neler çektiklerini bir “ben” biliyorlar. Zira içimizde bölücüler, dış mihraklar varken içlerindeki “ben”den başkasına güvenemiyorlar. Güçlü görünmeye çalışıyorlar. Ama diğer yandan da gölgelerinden korkuyorlar. Çünkü biliyorlar, attıkları her adım bir gün onlardan hesap soracak insanlara biraz daha malzeme veriyor.
İşin ilginç yanı biz işçiler de kanıyoruz yalanlarına hemen. Her şeyi yapma, düzeltme kudretini kendinde görenleri kurtarıcı olarak görüveriyoruz. Onlar her “ben” dediğinde, yoksullaşan, hakları gasp edilen, iş kazalarında ölen bizleriz oysa. Bu “ben” diye başlayıp, “ben” diye biten söylemlerin arkasında yatan hain planlar var. Doymak bilmez hırslar, güç ve zenginlik arzusu var. Onların “ben”inin arkasında, sermayelerini büyütmek adına hiçe saydıkları hayatlarımız var. Bizim, “ben” diyenlerin arkasından gitmememiz, o iğrenç yalanlarına kanmamamız gerek. Ayrışmamamız, ben, değil “biz” olmamız gerek. Farkında olmak için aldatıldığımızın, dönüp sınıfımıza bakmamız gerek. Kendi çıkarları için “ben” diyenleri bir kenara atıp, sınıfımızın çıkarlarını gözetmemiz gerek.
Biz kocaman bir sınıfız, milyonlarız, milyarlarız. Üreten, alın teri döken, işçi sınıfının evlatlarıyız. Ne zaman ayrıştıysak, “ben” duygusuna kapıldıysak kaybettik, yenildik. Oysa bir fark edebilsek, “biz” olduğumuzda, “bir” olduğumuzda neler kazanabileceğimizi, önümüzde hiçbir güç duramaz. Kardeşler, işçi sınıfı “biz” diyebildiği vakit, birleşip mücadele edebildiği vakit kazanacaktır ancak. Geçmişimiz bunun sayısız örnekleriyle dolu. Kurtuluşumuzun bundan başka yolu yok. Kişilerin değil sınıfımızın adıyla gurur duymak, kişilerden değil sınıfımızın örgütlülüğünden güç almak, kişilerin değil sınıfımızın çıkarlarını savunmak gerek. Çünkü gücümüz, kuvvetimiz birliğimizden ve örgütlülüğümüzden gelir.