Dolarla yatıp dolarla kalkmaya başladık. Eğer haberlerde “dolar bu sabah güne düşüşle başladı” gibi bir ses varsa arkadaşların gözlerinde bir mutluluk ama “dolar yükselişine devam ediyor” gibi haberler varsa bir hüsran hali oluyor. Neyse ki günlerden Çarşamba ve yüzlerde bir tebessüm hali. Dolarda 60 kuruş kadar bir düşüş var.
Öğleden sonra saat dört civarı kulağıma bir şarkının sözleri geliyor. “Satmışım bu dünyanın anasını babasını hiç umurumda değil.” Biraz yaklaştım meğer günlerdir ağzını bıçak açmayan forkliftçi Gökhan şarkı söylüyor. Önce bir şaşırdım. Normalde hiç böyle şeyler yapmaz. “Hayırdır arkadaş, keyif saçıyorsun etrafa? Ben de mutlu oldum yani seni öyle keyifli görünce” dedim gülümseyerek. “Mutlu olmam mı, dolar 60 kuruş düşmüş” dedi. Bildiğin ağzı kulaklarında. Düğünü var yakında, saat başı kontrol ediyormuş doları. Eli mahkûm altın alacak.
“Neyse” dedim, “gel bir fıkra anlatayım sana.” Köyün birinde bir adam varmış ailesiyle tek göz odada yaşayan. Üç çocuk bir de hanımla kendisi. Yemek o odada, yatmak o odada. Adamın canına tak demiş. Köyün ağasına gidip; “ağam halim böyle böyle, bir yol de bana da bu dertten kurtulayım, canımdan bezdim” demiş. Ağa da “senin bir ineğin var, bu gece onu da eve al” demiş. Adamcağız “olur mu öyle şey?” demeye kalmamış, ağa “beni dinle sen, dediğimi yap” demiş. Neyse adam almış gece ineği tek göz odasına. Sabah bir hışımla çıkmış evden, doğru ağaya. Ama ağa yine konuşturmamış onu, “bu gece koyunu da al eve” demiş. Adam canı burnunda, o gece de koyunu almış odaya. Sabah daha da öfkeli çıkmış evden. Bu defa ağa “tavukları da al” demiş ki az daha adam boğazına sarılacakmış. Ağa “dur hele dinle sen beni” demiş yine. Ertesi sabah adam ölsem de kurtulsam diyecekmiş ki ağa, “bu gece tavukları kümese koy” demiş. O gece adamcağız bir önceki güne göre biraz daha rahat yatmış odasında. Yine sabahında ağa sormuş “hele söyle bakalım bugün nasılsın?” diye. Adamcağız da “bugün daha iyi gibiyim” demiş. Ağa, “bu gece de koyunu çıkar” demiş. Ertesi sabah bir daha sormuş, “vallahi bu gece daha da iyiydi” demiş. Ağa, “bu gece de ineği ahıra koy” demiş ki ertesi sabah adam hayatında hiç olmadığı kadar mutlu ağaya koşup; “Allah razı olsun ağam, öyle iyiyim ki sorma, bizim ev ne genişmiş meğer” deyip ağanın elini öpmüş.
Gökhan fıkrayı dinledikten sonra “aynı bizim halimizi anlatıyor” dedi. Aradan biraz zaman geçti paydosa yakın tekrar karşılaştık Gökhan’la. “Ne güzel fıkraymış anlayana çok şey anlatıyor” deyiverdi. Önce onca vaatler verdiler. İstikrar gelecek, dolar düşecek, komşu ülkelerle barış sağlanacak, refah kapıda dediler. Ama gel gör ki zamlar aldı başını gidiyor. Dolara zaten diyecek laf yok. Biz de dolar neden böyle yükseliyor neden bu hale geldik diye sormak yerine 10 kuruşluk düşüşte deli gibi seviniyoruz. Gökhan’ın da söylediği gibi yalanları yaptıkları doğru şeylerin üzerini çoktan örttü gitti. Artık tepemize çöreklenmiş ağalardan medet ummak yerine, üzerimize yıkmaya çalıştıkları borç yükünü reddetmeliyiz.