Sermayenin kanlı çarkları, işçilerin kanıyla dönmeye devam ediyor. Hükümet iş cinayetlerini önlemezken, OHAL koşullarında iş cinayeti bilgilerine ulaşmak daha da zorlaştırıldı. Kısıtlamalara, bilgiye ulaşmaktaki güçlüklere rağmen, elde edilen bilgiler iş cinayetlerinin azalmak bir yana git gide arttığını gözler önüne seriyor. İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi, 22 Marttan bu yana iş cinayeti bilgilerine ulaşmakta kısıtlamalarla karşılaşıldığını dile getiriyor. Buna rağmen elde edilen rakamlar, güneşin balçıkla sıvanamayacağını gösterircesine yüksek.
İSİG Meclisi’nin yayınladığı iş cinayetleri raporuna göre, Nisan ayında en az 145 işçi, 2017’inin ilk dört ayında ise 586 işçi hayatını kaybetti. Hayatını kaybeden 145 kişiden 112’si ücretli çalışan, 23’ü küçük üretici, 10’u esnaflardan oluşuyor.
İş cinayetlerinin iş kollarına ve nedenlerine göre dağılımına yer verilen rapora göre, inşaat-yol işkolunda 32 işçi, taşımacılık işkolunda 17 işçi, büro işkolunda 10 işçi, savunma-güvenlik işkolunda 9 işçi, metal işkolunda 8 işçi yaşamını yitirdi. İş cinayeti kurbanı işçilerin 33’ü trafik-servis kazası, 14’ü kalp krizi-beyin kanaması, 12 işçi zehirlenme-boğulma, 7 işçi elektrik çarpması, 3 işçi patlama-yanma nedeniyle yaşamını yitirdi.
Hayatını kaybeden işçiler arasında 18 yaşın altında 2 çocuk işçi bulunuyor. İş cinayetlerinde 10’ar ölüm ile İstanbul ve Kocaeli başı çekti. Bursa, Koya ve Manisa’da 8’er işçi; Antalya’da 7 işçi, Samsunda 6 işçi yaşamını yitirdi.
Her ay yüzden fazla işçinin canını alan iş cinayetleri, hükümetin yarım yamalak yasaları dahi uygulamaması nedeniyle kesintisiz devam ediyor. İş cinayetlerinin önüne geçilmesinin tek yolu işçilerin bir sınıf olarak kenetlenmeleri ve patronların baskılarına, hak gasplarına karşı örgütlü mücadeleyi yükseltmeleridir.