Hindistan’da grevler
Hindistan, yaklaşık 500 milyonluk işçi sınıfıyla, patronlar sınıfı için ucuz işgücü cenneti. Patronlar için cennet olan Hindistan, işçiler için ise tam bir cehennem. Çok uzun saatler çalışan işçilerin birçoğu asgari ücret dahi alamıyor. Yaklaşık 180 milyon insan, günde 33 peni yani 1 lira 20 kuruşa hayatlarını sürdürmeye çalışıyor. Dünyanın diğer bölgelerinde olduğu gibi katmerli sömürünün yaşandığı Hindistan’da da işçiler çalışma ve yaşam koşullarını iyileştirmek için çeşitli mücadeleler veriyorlar. Son olarak ulaşım, banka ve sinema sektörlerinde çalışan yüz binlerce işçi greve çıktı.
Hindistan’da kamu bankalarının birleştirilmesi önerisi üzerine 21 kamu bankasında çalışan yaklaşık 1 milyon banka işçisi greve çıktı. Greve çıkan işçiler, Hindistan’ın banka işlemlerinin %75’ini gerçekleştiriyorlar. Bankacılık işkolunda faaliyet gösteren 9 sendikanın şemsiye örgütü Banka Çalışanları Sendikaları Birleşik Forumu’nun (UFBU) çağrısıyla gerçekleşen grev, Hindistan’da banka işlemlerini durdurdu. Bankacılık gibi borsayı da etkileyen önemli bir sektörde böylesi büyük bir grevin gerçekleşmesi, sermaye sınıfını oldukça etkiledi.
Diğer bir grev ise Delhi Metro Ray Şirketi’ne (DMRC) bağlı taşeron şirketlerde çalışan işçiler tarafından gerçekleştiriliyor. Aylardır maaşlarını alamayan 1600 işçi 17 Ağustostan beri grevde. 9 ay önce maaşlarını alamadıkları için iş durduran işçilere, maaşların ödeneceğine dair söz verilmişti. Verilen sözlerin tutulmaması üzerine işçiler tekrar greve çıktılar. Ana işveren durumundaki DMRC, işçilerin taşeronlar tarafından tutulan kiralık işçi olduğunu belirterek, problemin taşeronlardan kaynaklandığını söylüyor. Böylece kendi sorumluluğunu üstünden atmaya ve işçileri bu sorunla baş başa bırakmaya çalışıyor. İşçiler talepleri karşılanıncaya kadar mücadelede kararlı olduklarını ifade ediyorlar.
Hindistan’da televizyon ve sinema emekçileri de bir grev gerçekleştiriyor. Batı Hindistan Sinema Çalışanları Federasyonunun çağrısıyla gerçekleşen greve yaklaşık 250 bin sinema emekçisi katıldı. Dünyanın en büyük sinema ve televizyon endüstrisine sahip olan Hindistan’da gerçekleşen grev, dünya çapında ses getirdi. Uzun çalışma saatlerinin kısaltılmasını ve ücretlerinin yükseltilmesini isteyen set emekçileri, 15 Ağustostan beri grevdeler. Emekçiler aynı zamanda iş kazalarına karşı önlem alınmasını ve hayat sigortası konusunda düzenlemeler yapılmasını istiyorlar. Daha önce 2015 yılında greve çıkan işçiler maaşlarına yüzde 11’lik bir zam ve çeşitli sosyal haklar elde etmişlerdi. Greve bazı sinema ve televizyon oyuncuları da destek veriyor.
Amerika’da binlerce kişi ırkçılığa karşı sokağa çıktı
Amerika’da gerçekleşen ırkçı gösterilere tepkiler sürüyor. Geçtiğimiz hafta ırkçılık karşıtı bir gösteri sırasında eylemcilerin üzerine araba sürülmüştü. Bu saldırı sonucu bir kadın katledilmiş ve 19 kişi yaralanmıştı. Bu olaydan sonra Amerika’nın birçok kentinde ırkçılığa karşı protestolar düzenlendi. Bu gösterilerden en kitlesel olanı ise Boston şehrinde gerçekleşti. 19 Ağustos günü Boston’da beyazların üstünlüğünü savunan ırkçı bir grubun “İfade Özgürlüğü Mitingi” başlığıyla bir miting düzenlemesine karşı on binlerce kişi sokağa döküldü. Özellikle Trump’ın başkan seçilmesiyle, Amerika’da yükseltilmeye çalışan ırkçılığa ve Müslüman karşıtlığına karşı tepkiler dile getirildi. Binlerce kişi “Trump’a Hayır, Amerika’da Irkçılığa Hayır!” sloganları attı. Ellerinde “Irkçılığınızı Vatanseverlik gibi Göstermeyi Bırakın” ve “Amerikalılar Nefrete Karşı!” yazılı dövizler taşıyan kitle ırkçı göstericilerin mitingini engelledi.
İspanyol emekçiler “halklar arasında dayanışma” dedi
Emperyalist savaşın yıkıntıları her geçen gün artıyor. Savaş sadece Ortadoğu’da değil, dünyanın birçok yerinde insanlara nice acılar ve kayıplar yaşatıyor. 17 Ağustos günü İspanya’da gerçekleştirilen bir “terör” saldırısı sonucu 14 kişi hayatını kaybetti, 100’den fazla kişi yaralandı. Daha önce de Avrupa’nın birçok kentinde benzer saldırılar yaşanmıştı ve bu saldırılar bugün Ortadoğu’da yürümekte olan savaşın bir uzantısı durumunda. Egemenler savaş heveslerine ve harcamalarına, Ortadoğu’ya yaptıkları müdahalelere meşruiyet sağlamak için emekçi halklar arasına düşmanlık sokmaya çalışıyorlar. Gerçekleşen saldırıları da bu temelde kullanıyorlar.
Milliyetçiliği, göçmen karşıtlığını toplumun bilincine kazımaya çalışıyorlar. Saldırıları IŞİD’in üstlenmesini bahane ederek Müslüman karşıtlığı yapmaya ve toplumda biriken öfkenin aslında hiçbir suçu olmayan Müslüman emekçilere yönelmesini istiyorlar. Böylece savaşın asıl sorumluları olarak kendi suçlarını gözlerden saklamak istiyorlar.
İspanya’da meydana gelen saldırıdan bir gün sonra bir araya gelen ve ülkede yaşayan Müslümanları katliamın sorumlusu olarak gören ırkçı bir grup, Müslümanları hedef alan bir eylem yapma girişiminde bulundu. Ancak daha önce Avrupa’nın başka kentlerinde olduğu gibi İspanya’da da Müslüman karşıtlığına izin vermeyen işçi ve emekçiler oldu. On binlerce İspanyol emekçi, ırkçı grubun gösteri yapacağı bölgede kitlesel bir eylem gerçekleştirdi ve böylece ırkçı grup amacına ulaşamadan dağılmak zorunda kaldı. Birlikte yaşadıkları, birlikte çalıştıkları Müslüman işçi ve emekçilerin bu savaşta bir suçunun olmadığını bilen İspanyol işçiler, yaptıkları eylemde “Halklar Arasında Dayanışma”, “Faşistler Dışarı!” sloganlarını attılar.
Ayrıca İspanya’da yaşayan Müslüman işçi ve emekçiler de “Biz Terörist Değiliz!” diyerek saldırıda hayatını kaybedenler için anma etkinlikleri düzenledi. Bu anma etkinliklerine farklı inançlardan emekçiler de destek verdiler. Etkinlikte farklı inançtan insanlar birbirlerine sarılarak aralarında bir düşmanlık olmadığını gösterdiler.
Tüm dünyada milliyetçilik ve ırkçılık körükleniyor. Savaşın ve krizin faturasını işçi ve emekçilere kesen egemenler, kitlelerin dini inançlarını ve milliyetçiliği kullanarak ayrımcılığı körüklüyor, dünya işçi sınıfının gözlerine kara bir bağ çekmeye çalışıyorlar. Öte yandan egemenler ne kadar uğraşırlarsa uğraşsınlar Amerika’dan Avrupa’ya dünyanın dört bir yanından işçi ve emekçiler, mültecilerle dayanışmak için, ırkçılığa geçit vermemek için, farklı inançların aralarında düşmanlık yaratmayacağını göstermek için bir araya geliyorlar.