Bizler çeşitli fabrikalarda çalışan metal işçileriyiz. 2015’teki “metal fırtına”nın yıl dönümü yaklaşırken, bir kez daha uzlaşmacı sarı sendikaların ihanetiyle karşı karşıya geldik, geliyoruz. Şöyle ki, İzmit’te bulunan Dytech Otomotiv fabrikası işçileri 2015’te “metal fırtına” sürecinde Türk Metal’den istifa etmiş ve Çelik-İş’e üye olmuşlardı. Türk Metal, Çelik-İş’in yetkisine itiraz etmişti. Fabrikadaki 670 işçiden 665’i, sendikaların toplusözleşme için yetkilendirilmesi sürecinde Türk Metal Sendikası’ndan istifa edip Çelik-İş Sendikası’na geçmişti. Dolayısıyla işçilerin çoğunluğu Çelik-İş’e üye olduğundan Türk Metal’in yetki itirazı yasal olarak bir anlam ifade etmiyor. Buna rağmen Çelik-İş, yetki sorununu gerekçe gösteriyor ve çalışanların hak ve çıkarlarını koruma adına, bu sorunun Türk Metal Sendikası ile birlikte çözülmesinden başka bir çıkar yol görmediğini iddia ediyor.
Geçtiğimiz sene toplusözleşme görüşmeleri tıkanınca, Türk Metal Sendikası mevcut yasal yetkisini kullanarak 5 üye ile grev başlatmıştı. Ancak grev, işverenin başvurusu üzerine Kocaeli 6. İş Mahkemesi’nin aldığı uyarı kararınca Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından 60. gününde durdurulmuştu. Daha sonra İŞKUR’un kararı tebliğ etmesiyle birlikte Türk Metal üyeleri, grevi sonlandırarak fabrika önündeki pankartları indirmişlerdi.
Yargıtay “grevin düştüğü ancak Türk Metal’in yetkisinin devam ettiği” yönünde karar vermiş ancak Çalışma Bakanlığı yetkiyi çoğunluğa sahip Çelik-İş’e vermişti. O günden bu yana yetki tartışmasının sürmesi nedeniyle Çelik-İş patronla gayrı resmi görüşmeler başlattığını belirtti. Çelik-İş Dytech yönetimiyle görüşmesinin ardından işçilerin iradesini yok sayarak, onlara danışmadan, haber vermeden “Dytech’ten çekiliyoruz” açıklaması yaptı. Bu duruma tepki gösteren işçiler, 2 Martta iş durdurdular. Fabrika yönetimi ile yapılan görüşmelerin ardından işçiler işbaşı yapsa da, kendilerini sattığını söyledikleri Çelik-İş’e büyük tepki gösterdiler. “Türk Metal’in ardından bu kez de Çelik-İş Dytech işçilerini sattı” diyerek öfkelerini dile getirdiler.
Patronun, hukuki sürecin belirsizliğini kullanarak komik teklifler sunduğunu dile getiren Çelik-İş ise, işçilerin hak ve çıkarları için işyerinden çekildiğini ileri sürdü. Sendika yönetimi tarafından yapılan açıklamada “İşverenin gayrı resmi toplu iş sözleşme sürecindeki olumsuz tutumuna karşı, yasal grevin yapılamayacağı bir işyerinde, çalışanların hak ve çıkarlarını korumak için bu sorunun Türk Metal Sendikası ile birlikte çözülmesinden başka bir çıkar yol görülmemektedir” dendi.
İşte durum. Biz işçiler, aynı ihanete uğradıklarını dile getiren Dytech işçileri gibi, Çelik-İş ile Türk Metal arasında yetki tartışmasının sürdüğü Tofaş ve İsdemir’de ne olacağını da merak ediyoruz. Yalnız bırakılan Dytech işçileri, 2015’te istifa ettikleri Türk Metal’e dönmeyeceklerini vurguluyorlar. Bizler de metal işçileri olarak kardeşlerimizi destekliyoruz.