Patronların saltanatının hüküm sürdüğü bir dünyada ezilen ve sömürülen sınıfın, yani işçi sınıfının evlatlarıyız biz. Doğduğumuz günden sonra hayat bizi tüm zorluklarıyla sınamaya başlıyor. Kadınıyla erkeğiyle eğer işçi çocuğu olarak doğmuşsak çile çekmeye mahkûm ediliyoruz, bir avuç sömürücü tarafından. Hele bir de kadınsak, işte o zaman dağ gibi önümüzde duruyor her şey: “Kadınsın sen bilmezsin!” “Kadınsın kafanı önüne ey!” “Kadınsın dayak yersin!” “Kadınsın çocuk yap, evinde otur!” “Hişştt! Kadın başına nereye?” “Kadınsın ses çıkarma öldürürüm!” Milyonlarca kadın dünyanın pek çok yerinde, farklı dillerde bu cümlelerle karşı karşıya geliyor ve kendilerine dayatılanlar karşısında ses çıkaramıyor. Peki, milyonlarca kadın bu cümleleri dinlemeye, yaşamaya mahkûm mu? Kadın emekçilerin sorunları ayan beyan ortadayken, bu sorunlar nasıl çözülecek?
Tarihte işçilerin vermiş olduğu mücadelelerden dersler çıkaran, erkek emekçi kardeşleriyle birlikte tüm emekçilerin sorunlarının çözümü temelinde mücadele saflarında yerini alan UİD-DER’li kadınlar çalışmalarına devam ediyorlar. Başlattığımız “Emekçi Kadınlar Mücadeleye!” kampanyasını büyütmek için çeşitli etkinliklerle bir araya geliyoruz. 12 Aralıkta UİD-DER’in Sefaköy temsilciliğinde emekçi kadınlar olarak bir araya geldik. Şarkılar ve türküler eşliğinde yemekler hazırladık. Kurduğumuz soframızda bir taraftan çaylarımızı yudumlarken bir taraftan da kadınların yaşadığı sorunlar üzerinden sohbet ettik. UİD-DER Kadın Komitesi’nin faaliyetlerini ve kampanyamızı anlatan videoları izledik. Etkinliğimize katılan kadınlarla, UİD-DER’li kadın emekçilerin “Kadına Şiddete Hayır, Her İşyerine Kreş, Doğum İzni Uzatılsın, Gece Vardiyası Yasaklansın!” talepleri üzerine konuştuk. Kadın arkadaşlarımız bize “Emekçi kadınlar yaşadıkları sorunlardan nasıl kurtulacaklar?” diye sordular. Bu soru üzerine kadın işçilerin tarihte egemenlere karşı verdiği mücadelelerden örneklerle, kadınların, patronlar sınıfına karşı erkek işçi kardeşleriyle birlikte verdikleri mücadelede en önde durmasının anlamı üzerine konuştuk. Kadınların ancak mücadele ederek özgürleşeceği, kendilerine dayatılan koşullara ancak örgütlü olduklarında karşı durabileceklerini belirterek, emekçi kadın arkadaşlarımızı UİD-DER Kadın Komitesi çalışmalarına katılmaya, yürüttüğümüz kampanyaya sahip çıkmaya davet ettik.
UİD-DER’li kadınlar olarak emekçi kadınların yaşadığı çileli hayatın hemen son bulamayacağının farkındayız. Fakat hiçbir şey yapmadan kafamızı önümüze eğerek yaşamaya devam edersek, yaşadığımız baskıların, şiddetin, tacizin, ağır çalışma koşullarının, sefaletin ve savaşlarda katledilen çocuklarımızın sayısının her geçen gün artacağının da farkındayız. İşte bu nedenle UİD-DER Kadın Komitesi’nin kampanyasına sahip çıkmalı, ortak düşmanımıza, yani patronlar sınıfına karşı kadın ve erkek işçiler olarak yan yana durmalı ve hak ettiğimiz gibi insana layık bir yaşam için birlikte mücadele etmeliyiz.