İnşaatın evrakları tamamlanmış, malzemeler, kamyonlar, çimento ve tuğlalar hazır, sözde güvenlik önlemleri kâğıt üstünde tamam, işçiler geçimlerini sağlayabilmek için hızlı ve fazla çalışmaya mecbur. İş başlıyor ve kaçınılmaz olan gerçekleşiyor. Bu inşaatın harcına da bir işçinin kanı akıtılıyor.
Nevzat Güneş, evli ve iki çocuk babası 50 yaşında bir inşaat işçisiydi. Samsun’un İlkadım ilçesinde çalıştığı inşaatın ikinci katından düşerek yaşamını kaybetti. Merhumun ağabeylerinden biri 10 yıl önce, diğeri ise 6 ay önce yine inşaattan düşerek yaşamlarını kaybetmişler. Kardeşlerden bir diğeri ise yine inşaattan düşmüş ve şans eseri yaralı kurtulmuş. İş güvenliği önlemlerinin alınmaması nedeniyle yaşanan acıların ne kadar büyük olduğunu bundan daha iyi ne anlatabilir?
İş cinayetleri işçi aileleri için çok büyük acılara neden oluyor. Eşler yalnız, çocuklar babasız kalıyor. Bir işçi ailesinin üç canını, hayatını kazanırken kaybetmesi ne demek? Yıllar bu acılarla geçiyor ama ne çare. Ekmek için, aş için, namerde muhtaç olmamak için alın teri dök, bu esnada hayatını kaybet! Çünkü seni çalıştıranlar sadece ve sadece kârlarını, sermayelerini büyütmeyi düşünüyorlar. İşte bu nedenledir ki alın teri dökenler dışında hiç kimsenin kazancı namusluca kazanılmamıştır. Bu nedenle bir tek alın teri döken işçilerin kazançları haramsızdır. Bir tek onların boğazından geçen lokma helal alın teri ile kazanılmıştır. Acılar birikirken, yarınların öfkesi de birikiyor. O yarınlarda Nevzat kardeşimizin ve onun gibi nicelerinin hesabı bu kokuşmuş düzenden sorulacak.