Haftalardır Gebze’de, Flormar fabrikası önünde işten atma saldırısına karşı direnen işçi kardeşlerimiz, merhaba! Bizler Esenyurt, Beylikdüzü ve Hadımköy bölgelerinde çeşitli fabrikalarda çalışan UİD-DER’li işçiler olarak hepinizi selamlıyoruz. Öncelikle yürüttüğünüz mücadelenin bizleri gururlandırdığını, heyecanlandırdığını belirtelim. Derneğimizin sitesinde direnişinizle ilgili çıkan haberleri dikkatle takip ediyoruz. Dayanışma TV’de yayınlanan videolarınızı izliyoruz. İşyerlerimizde arkadaşlarımıza yürüttüğünüz bu mücadeleyi anlatıyoruz. Röportajlarda anlattığınız ağır çalışma koşulları, uzun iş saatleri, düşük ücretler gibi sorunlarla bizler de işyerlerimizde karşılaşıyoruz. Bizler de sizler gibi bu sorunları kabullenen, patronların saldırılarına boyun eğen işçiler değiliz. Bizler mücadeleci işçileriz. İşyerlerimizdeki sorunlara karşı işçi arkadaşlarımızla güçlü birlikler kurmaya ve mücadeleyi yükseltmeye çalışıyoruz.
Geçenlerde çalıştığımız işyerlerinden arkadaşlarla sohbet etmek için bir araya geldik. Yaşadığımız ekonomik sıkıntılardan söz açıldı. “Kredi kartı borçları, ardı ardına gelen zamlar, yükselen ev kiraları, çocuklarımızın eğitim masrafları üzerimize karabasan gibi çökmüş” dedi bir işçi arkadaş. Bu sorunlardan bir çıkar yol var mı yok mu, bunları konuştuk. Yaşadığımız tüm sorunların ortak olduğunu, o zaman sorunlarımızı da bir arada mücadele ederek çözeceğimizi anlattık. Neler yapmamız gerektiği ile ilgili konuşurken konu sendikalaşmaya geldi. Birkaç arkadaş patronun bunu asla kabul etmeyeceğini, duyarsa bizleri kapının önüne koyacağını söyledi. Söylediklerinin doğru olduğunu patronların asla işçilerin sendikalaşmasını, bir araya gelmesini istemediklerini bu yüzden baskıları, saldırıları arttırdıklarını söyledik. Ama mücadele eden işçilerin tüm bu engellerin üstesinden gelebileceğini, bir araya gelen işçilerin güçlü olduğunu, umutlu olduğunu da belirttik. Örnek olarak da sizin direnişinizi, sürdürdüğünüz mücadelenizi onlara anlattık. Hep birlikte röportajlarınızı okuduk, direniş alanındaki görüntülerinizi seyrettik. Arkadaşlardan biri “Burası işten atılan işçilerin direniş yeri değil sanki düğün yeri gibi” dedi. Kovulmaktan korkan işçi arkadaşımız “Valla biz korkuyoruz; yasak diyoruz, OHAL diyoruz ya şu işçiler ne de güzel korkularından kurtulmuşlar” diye hayıflandı. Bizler de korkunun ecele faydasının olmadığını anlattık. Grevlerin, direnişlerin işçilerin okulu olduğunu söyledik. Bir işçinin ancak mücadele etmeye başladığında gerçekleri görmeye başladığını da söyledik. Sohbetimizi sonlandırırken işçi arkadaşlarımız “keşke çalışma koşullarımız uygun olsa da bizler de destek amaçlı oradaki arkadaşları ziyaret edebilsek” dediler. Sizlere selamlarını iletmemizi istediler.
Sevgili Flormar işçileri, yürüttüğünüz mücadelenin kilometrelerce uzakta olan işçileri bile nasıl heyecanlandırdığını sizinle paylaşmak istedik. Şunu çok iyi biliyoruz ki sizlerdeki coşku ve moral arttıkça, patronunuzu daha büyük korku sarıyordur. Hatta inanıyoruz ki bu korku yavaş yavaş çevrenizdeki fabrikaların patronlarını da sarmaya başlamıştır. Sizlerin bu direnişle, mücadeleyle verdiğiniz mesaj hem patronlara hem de işçilere ulaşıyor. Dosta güven düşmana korku aşılıyor! UİD-DER’li işçiler olarak sizin bu direnişi zaferle sonuçlandıracağınızdan eminiz. Bu zafer sadece sizin değil hepimizin zaferi olacak.
Bir röportajınızda zamanında Flormar patronunun “biz bir aileyiz” dediğini söylüyordunuz. Yapılan haksızlığa karşı gelen sizlerin ancak direnişte bir aile olduğunu ifade ediyordunuz. Evet kardeşler, bizler işçi sınıfıyız ve çok büyük bir aileyiz. Örgütlüysek, bir aradaysak güçlüyüz. İşçiler olarak mücadele etmediğimiz takdirde zor günler bizleri bekliyor. Patronlar ekonomik krizin faturasını biz işçilere kesmek istiyorlar. Bir arada mücadele ederek bize dayatılan tüm sorunlardan, ekonomik krizin faturasından kurtulabiliriz. Esenyurt, Hadımköy, Kıraç bölgelerinden UİD-DER’li işçiler olarak siz Flormar’ın direnişçi işçilerine “Siz Orada, Biz Burada, Omuz Omuza!” diyoruz. Sizleri dayanışma duygularımızla selamlıyor ve güzel haberlerinizi bekliyoruz.
Kurtuluş Yok Tek Başına Ya Hep Beraber Ya Hiç Birimiz!