Emekçi kadınlar 15 Şubatta UİD-DER Gebze temsilciliğinde bir araya geldiler. “Emekçi Kadınlar UİD-DER’de Buluşuyor” şiarıyla bir araya gelen petrokimya, metal, sağlık ve hizmet sektöründen emekçi kadınlar, sorunlarını konuşarak çözüm yollarını tartıştılar. UİD-DER çatısı altında emekçi kadınlar işyerlerinde, fabrikalarda, evde, mahallede kendilerine söz hakkı tanınmadığının bilicinde olduklarını belirttiler. Yaşanan sorunlara birlikte kafa yorma, birlikte fikir üretme imkânı sunan bu etkinliğe katıldıkları için çok memnun olduklarını söylediler.
Etkinliğin sunumunda kadınların, hayatın pek çok alanında cinsiyet ayrımcılığına maruz kaldıkları anlatıldı. İşyerlerinde düşük ücretlere çalıştırıldıkları, kaç çocuk doğuracaklarına, sokağa çıkıp çıkmayacaklarına, konuşup konuşmayacaklarına başkalarının karar verdiği vurgulandı. Kadınlara dayatmalarda bulunan egemenlerin sıra ağır çalışma koşullarına mahkûm edilen, tacize, tecavüze uğrayan, katledilen kadınlara geldiğinde, üç maymunu oynadıkları ifade edildi.
Etkinlikte UİD-DER’li işçilerin örgütlü bir şekilde yürüttükleri çalışmalardan kesitler sunan, “Düşük Ücretlere, Uzayan İş Saatlerine, Taşeronlaştırmaya Hayır!” kampanyasından kareler sunan bir video izlendi. Ardından etkinliğe katılan emekçi kadınlar söz aldılar.
Hamile bir kadın işçi, “Bebek bekliyoruz. Güzel ve heyecanlı bir duygu ama doğumdan sonra ne yapacağımı düşünüyorum, 3 aylık çocuğu kime bırakacağım? Bırakmasam, kendim baksam nasıl geçineceğim? Bu yüzden bu mutluluğu tam anlamıyla yaşayamıyorum” diyerek kreş talebinin, doğum ve emzirme izinlerinin uzatılması gerektiğinin önemine vurgu yaptı. Üç çocuk okutan bir emekçi kadın, “Bir yanım Isparta’da okuyan çocuğumda, bir yanım işe giderken evde bıraktığım iki çocuğumda. Her günümüz hayat mücadelesiyle geçiyor. Kendi hayatımıza hiçbir şekilde vakit ayıramıyoruz. Bir anne olarak ayakta kalmak zorundayım. Bu sıkıntıların içinde gülüyorum, çünkü çocuklarımın mutsuz olduğumu görüp üzülmesini istemiyorum” dedi. Çocuklarını tek başına büyütmeye çalışan bir anne ise şöyle konuştu: “Eşimden ayrıyım, kiracıyım. İki çocukla hayat mücadelesi veriyorum. İnsanın tek başına mücadelesi çok zor!”
Doğum izni biter bitmez gece vardiyasında çalışmak zorunda kalan bir anne ise, “İlk gece vardiyasına başladığım gün, çocuğum evde durmamış ve saatlerce ağlamış. Eşim uyutamayınca çocuğumuzu alıp fabrikaya geldi. O gece çocuğu fabrikada emzirdim. Bu koşullarda çocuğumun karnını doyurup eve gönderirken, ben fabrikada, çocuğum babasının kucağında ağladı. Benim bu halimi gören kadın işçiler benimle birlikte ağladılar. Erkek işçi arkadaşlarım benimle beraber bu soruna çözüm yolu aradılar. İdareyle konuştuğumda aldığım cevap, ‘çocuk bu, zamanla alışır. Şimdi seni gece vardiyalarına yazmasak, senden sonraki hamileler de aynı şeyi isterler’ oldu. İstesinler, onların da hakkı! Hani diyorlar ya anne sütü önemli, çocuğun anne sütüne ihtiyacı var diye. Bu durumda kimse ‘anne sütü verin’ demesin!”
Sohbetin sonunda genç kadın işçiler söz aldılar ve “biz kadınlar öfkemizi erkek işçi kardeşlerimize değil, patronlara yöneltmeliyiz. Erkek işçiler bizim birlikte mücadele edeceğimiz kardeşlerimiz, eşlerimiz, babalarımız, sevdiklerimizdir” dediler. Emekçi kadınların istediklerinde mücadelede bir adım öne çıkabileceğini ve erkek işçilere de güç vereceğini ifade ettiler.
Konuşmaların ardından UİD-DER Kadın Komitesi’ni tanıtan kısa bir video izlendi. Ardından emekçi kadınların geçmişte yürüttükleri mücadelelerden örnekler verildi. Yaklaşan 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’ne sahip çıkma çağrısı yapıldı. Emekçi kadınlar UİD-DER çatısı altında bir araya gelmeye devam edeceklerini vurguladılar.