İşçi sınıfı şu an tüm dünyada yeterli örgütlülük ve bilinç düzeyinden uzak. Ama bu bizlerde umutsuzluk yaratmıyor, çünkü biliyoruz ki işçi sınıfı bu zulüm düzenine karşı sonuna kadar suskun olmayacak. Örgütsüzlük ve bilinçsizlik bizlerin en büyük belasıdır belki de. Sınıfımızdan, mücadelemizden bihaber olmak sömürü dünyasında iyice nefessiz kalışımızı sağlar. Fakat bizler örgütsüz ve bilinçsiz değiliz. Hele ki yalnız ve çaresiz hiç değiliz.
15-16 Haziran büyük işçi direnişi Türkiye işçi sınıfının mücadele tarihinde çok önemli bir olaydır. Uluslararası İşçi Dayanışması Derneği böyle bir günün önemine binaen 2006 Haziranında açılışını gerçekleştirmişti. İşçi sınıfının bağrında doğan ve onun bağrında büyüyen UİD-DER, 60’ların 70’lerin mücadele dolu yıllarının deneyimleriyle birlikte işçi sınıfının mücadele tarihini “Gelenekten Geleceğe” diyerek bizlere de aktarıyor. Aktarmaya devam ediyor. UİD-DER sınıf dayanışmasının güçlenmesi için işçilerin bilinçlenmesine, örgütlenmesine önem veriyor ve bu bağlamda çok kapsamlı çalışmalar yürütüyor, mücadele veriyor.
İşçi Dayanışması bülteni 2008’den bu yana işçilerin adeta kürsüsü olmakta. 10. yılını doldurmuş bulunan bülten bir kez daha “UİD-DER yürüyor, mücadele büyüyor” sloganımızı doğruluyor. Bizler farklı yerlerde, illerde bulunan farklı işlerde çalışan ya da geleceğin işçisi olacak genç, yaşlı, işçi, öğrenci, kadın, erkek, işçi sınıfının insanları olarak birbirimizin sorunlarını, mücadele deneyimlerini İşçi Dayanışması sayesinde öğreniyor, pusulasız, yalnız olmadığımızı görüyor, mücadele azmimizi güçlendiriyoruz. Her ay binlerce işçiye ulaşan bülten bizim için çok önemli ve değerli bir araç. Bizler UİD-DER sayesinde gelecek günlere umudunu bileyen insanlarız. Nice emekler verilerek, nice çileler çekilerek büyütülen mücadeleler bizlere ulaşmış bulunuyor. “Gelenekten Geleceğe” sloganını içselleştirmek, bize ulaşan bu bayrağı yarınlara ulaştırmak bizim görevimizdir. Eğer dünyayı sömürüsüz, sınıfsız, savaşsız bir dünyaya ulaştıracak olanın işçi sınıfı olduğunu kavrıyorsak, bizden önce taşın altına eline atanlardan bu mücadeleyi devralmamız gerekir. Daha ileriye, hep ileriye... Yılmadan, yıkılmadan sabırla, sebatla sürdürmeliyiz bu onurlu mücadeleyi.
“Selam olsun dosta; selam olsun zulme boyun eğmeyenlere; selam olsun ilk ateşi yakanlara, suyun önünü açanlara; selam olsun işçi sınıfı kardeşliğine! Dünya işçi sınıfına, üretene, mücadele edene; sınıfsız, sömürüsüz bir dünya için dövüşenlere selam olsun!”
Yaşasın UİD-DER!
Yaşasın Örgütlü Mücadelemiz!