20 Temmuzda Adana Hacı Sabancı Organize Sanayi Bölgesinde tam bir işçi katliamı gerçekleşti. Gübre fabrikasının çatı kaplamasını yapmak için Suruç’tan Adana’ya gelen ve birbirleriyle akraba olan 6 işçi bir vinç sepetine bindirildi. Oysa sepet iki kişilikti. Üstelik halatı çelik değil normal bir ipti. Sepet yükselirken ip koptu ve işçiler 10 metreden düşerek yere çakıldılar. Yani işçiler göz göre göre katledildiler. İş güvenliği önlemlerinin maliyet olarak görülmesi 6 genç insanın ve ailelerinin yaşamını kararttı. Bu katliamın ardından, Adana’ya ekmek parası için gelen çatı ve asma tavan işçileri Murat Gümüş, kardeşi Mustafa Gümüş, akrabaları Emre Halil Aslan, Faruk Kaya ve kuzeni Fehmi Kaya’nın cenazeleri Adli Tıp’taki otopsilerinin ardından memleketlerine gönderildi. Cengiz Kutlam’ın tedavisi ise sürüyor.
13 Mayıs 2014’te korkunç bir katliam yaşanmış, 301 madenci kömüre gömülmüştü. Çalışma Bakanlığı, bu katliamın yıldönümünde “hedef sıfır kaza” diyerek bir kampanya başlattı. İstanbul İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisinin hazırladığı rapordan yansıyan verilere göre o kampanyanın başlatıldığı günden 12 Temmuza kadar olan iki aylık sürede tam 353 işçi iş cinayetlerinde yaşamını kaybetti. Yani iş kazalarının sıfırlanması bir yana giderek arttığı ve daha çok can aldığı ortada. 5 işçinin ölümü, bir işçinin ağır biçimde yaralanmasıyla sonuçlanan bu facia da kaza değildir. Gencecik işçilerin bu şekilde ölümü fıtrat değildir. “Kaza, kader, fıtrat” söylemleri açgözlü egemenlerin kendi günahlarını örtme çabasından başka bir şey değildir.
Her katliamdan sonra yapıldığı gibi soruşturma başlatıldı, 3 kişi gözaltına alındı. Vinci kullanan operatör, firma sahibi ve taşeron firma yetkilisi gözaltında. Ama denetim yapması gereken devlet kurumlarının, patronların kârı için çalışma koşullarını insanlık dışı bir duruma getiren, taşeronluğu ve güvencesizliği norm haline getirmeye çalışan hükümetin sorumluluğu yok sayıldıkça katliamların önüne geçilemez. Zalimleri efendi yapan kapitalizme karşı mücadele edilmedikçe işçi katliamları daha da artar.