Torunlarına bisküvi alırken çekilmiş fotoğrafı belki de son görüntüsüydü. Havva ana inşaat işçisiydi. Kızıyla birlikte inşaatta çalışıyordu. 61 yaşında. İş cinayetinde yaşamını kaybetti! İnşaatın üçüncü katından merdiven boşluğuna düştü. Şeker hastasıydı Havva ana. Fotoğrafta torununun yüzüne şefkatle bakan bu kadın 61 yaşında, ömrünün mutlulukla geçirmesi gereken son demlerinde, inşaatta çalışan ve ölen Havva Ana.
Bu yaşında ailesinin yanında olması gerekirdi, torunlarına onları hayalden hayale götüren güzel masallar anlatması gerekirdi. Oysa o inşaatlarda çalışır, akşam yorgun argın evine gelirdi. Deniyor ki “dengesini kaybederek inşaattan düştü.” İnsanın bu yaşta olup da aynı zamanda şeker hastasıysa ve en ağır işlerden biri olan inşaatta çalışıyorsa dengesini kaybetmemesi nasıl mümkün olabilir? Havva ana gibi kadın veya erkek o kadar çok yaşlı ama çalışmak zorunda kalan işçi var ki. Trajik ölümleriyle duyuluyor adları. Benim, senin ya da bir başka kardeşimizin annesiydi o. Bizim analarımıza reva görülen yaşam işte budur. 61 yaşında hasta bir kadının çalışmak zorunda kalmasına mı yanalım, hiçbir önlem alınmadan çalıştırılmasına mı yanalım? İşte “Büyük Türkiye” ile övünenlerin unuttuğu, umursamadığı insanlar bunlar. İşte alın terleriyle ve canlarıyla Türkiye’yi patronlar için büyük yapan insanlar.
Zenginlerin annelerini dünya turlarına çıkartan, bizim annelerimizi ise inşaat tepelerine çıkartan bu düzen ne zaman son bulacak? Trabzon’un Şalpazarı ilçesinden dışarı çıkmamış, 80 lira için hayatından olan Havva anamızı onlarla aynı kefeye koyabilir miyiz? Öyle kimseleri zorlayacak hayalleri de yoktu Havva ananın. Torunlarının büyümesini görmek, borçlarını ödemek ve huzurlu bir yaşam sürdükten sonra bu dünyadan göçüp gitmekti bütün umut edebildiği. Ama yoksulluğa, vurdumduymazlığa, iş cinayetine kurban gitti. Torunları artık ninesiz büyüyecek.
Her yıl yüzlerce işçi kardeşimiz iş güvenliği önlemleri alınmadığı için Havva anamız gibi hayatını kaybediyor. İşçinin ölüp ölmemesi patronların umurunda değil, yeter ki maliyet artmasın. Daha kaç Havva analar, kardeşler kaybedeceğiz? Bizi hiçe sayanlara sesimizi çıkartmayacak mıyız? İşçi ölümlerine seyirci mi kalacağız?