Her üniversite mezunu gibi benim de hayalim, okulu bitirir bitirmez kendi alanımda iş bulmaktı. Ama okul bitince bu hayalim, hayatın gerçeklikleri karşısında tuzla buz oldu. Her iş başvurusuna gittiğimde yeni bir hayal kırıklığı yaşadım. İş başvurularına gittiğimde ilk olarak daha önceki deneyimlerim soruluyordu. Her ne hikmetse hiç kimse henüz mezun olduğumu dikkate almıyordu! Böyle olunca iş bulma süreci oldukça zahmetli ve can sıkıcı hale geldi.
Yıllar boyu okuyoruz, onca masraf yapıyoruz, hayallerle, umutlarla okulu bitiriyoruz. En sonunda vardığımız yer, işsizlik denizinin tam ortası oluyor. Bununla birlikte yıllarca maddi-manevi pek çok sıkıntıya katlanarak bizleri okutan ailelerimiz de büyük hayal kırıklığına uğruyor. “Çocuğum okusun, iyi bir işi olsun, bizi de bu yoksulluk batağından kurtarsın” beklentisi suya düşüyor.
Uzunca bir süre kendi alanımda iş bulamadım. Bu nedenle inşaat, otel, cafe gibi sektörlerde çalışmaya başladım. Fakat ailem bu durumu kabullenemiyordu. Çünkü onlara göre benim sadece kendi alanımda çalışmam gerekiyordu. Fakat benim gibi binlerce işsiz üniversite mezunu olduğunu bilmiyorlardı. Ailem ve çevremdekiler, işsiz olmamı benden kaynaklı bir sorun olarak görüyorlardı. Tabii ki böyle düşünmeleri onların suçu değil. Kapitalist sömürü düzeni, sürekli onlara bu düşünceyi aşılıyor. Egemenler televizyondan tutun da kitaplara kadar her şeyi gerçeklerin üstünü örtmek için kullanıyorlar. Ama insan iş hayatına atılınca gerçeklerin böyle olmadığını görmeye başlıyor. İşsizlik sorununun gerçek nedeni, köhnemiş kapitalist sistemdir. İşsizlik bu sistemde kaçınılmazdır. Çünkü patronlar işçileri daha çok sömürmek için işsizlere ihtiyaç duyar. En ağır koşullarda çalıştırılan işçiler işsiz kalma korkusuyla bu koşullara katlanmak zorunda bırakılırlar. İşçiler yaşadıkları haksızlıklara boyun eğiyorlar. Milyonlarca işçi düşük ücretlerle, uzun çalışma saatleriyle, güvencesiz koşullarda çalıştırılıyor. Böylece işçiler patronlar için muazzam bir kâr kaynağı oluyorlar.
DİSK-AR’ın verilerine göre işsizlik oranı %20’lere ulaşmış durumda. Bu oranın içinde üniversite mezunu işsizlik oranı ise %13,9. Yani 982 bin genç ellerinde diplomalarıyla iş arıyorlar. Kısacası her 5 gençten biri işsiz. Bu sistemin bize reva gördüğü hayat bu; hayallerle hayatlar arasındaki karanlık uçurum. Bu tablo karşısında ümitsizliğe, karamsarlığa düşmemeliyiz. Bu sistemin saldırıları karşısında dik durabilmeliyiz. Bunun için azimle, sabırla ve kararlılıkla çalışarak mücadele bayrağını yükseltmeliyiz.