Tüm dünyada çalışma koşulları giderek kötüleşiyor, işçilere farklı biçimler altında esnek ve güvencesiz çalışma dayatılıyor. Patronlar sınıfı, işçileri daha uzun saatlerle ve daha ucuza çalıştırmak istiyor. Taşeron çalışma, özel istihdam büroları gibi yöntemlerle bu mekanizmayı işletiyor, ücretleri daha da düşürüp yıllık izin, kıdem tazminatı gibi hakları yok ediyorlar. Fakat patronlar artık bunlarla da yetinmiyor. İngiltere’de uygulanan “sıfır saat sözleşmesi” esnek çalışmanın en uç örneklerinden biri ve taşeron sistemini bile aratıyor!
Bu uygulamada işçilere ücretin ve çalışma saatlerinin yazmadığı bir sözleşme imzalatılıyor. Bu sistemde çalışan işçiler, ihtiyaç duyulan zamanlarda işyerine çağrılıyor. İşyerinin yoğunluğuna bağlı olarak çalışma günleri ve saatleri belirleniyor. Ancak işçi belirlenen günde işe gittiğinde “bugün yoğun değil, evine dönebilirsin” denilebiliyor. Ya da çalışma günü olmadığı hâlde “şu an işler çok yoğun” denilerek işe çağrılabiliyor. Bu sözleşmeyle çalıştırılan işçilerin ne belli bir ücret garantisi, ne belli bir saat çalışma garantisi ne de iş güvencesi var. İşçi işe çağrılıp çağrılmayacağını, ne zaman çağrılacağını, çalışırken daha ne kadar süre çalışacağını bilmiyor. Bu sebeple işçilerin çoğu aynı anda farklı işlerde çalışmak zorunda kalıyor. Sözleşmenin içeriği işçilerin işsizlik maaşından yararlanmasını da engelliyor. İşçiler adeta bir cenderenin içine kıstırılıyor. İngiltere’de özellikle hizmet sektöründe yaygınlaşan bu sistemde çalışanların sayısı son bir yılda %13 oranında arttı ve bir milyona ulaştı.
Sıfır saat sözleşmesi patronlar açısından çok kârlı bir uygulama. Örneğin ülkenin en büyük spor mağazaları zinciri Sports Direct şirketi çalışanlarının yüzde 90’ını bu şekilde çalıştırıyor. İşçiler, patronların kârına kâr katan bu sistemin kaldırılmasını istiyor. İşçi Sendikası Kongresi TUC başta olmak üzere çok sayıda sendika, gelir belirsizliğine, tamamıyla güvencesiz bir yaşama neden olan bu uygulamanın yasaklanmasını talep ediyor. Brexit (Avrupa Birliği’nden çıkma) referandumunun ardından erken seçime giden ülkede halkın %70’i bu uygulamanın derhal kaldırılmasını istiyor. Yani hangi partiye oy verirse versin işçi sınıfı sıfır saat uygulamasına tepki gösteriyor. Jeremy Corbyn liderliğindeki İşçi Partisi, seçimleri kazanması durumunda sıfır saat uygulamasını kaldıracağını vaat ederken, sermayenin kârından en ufak bir düşüşe razı olmayan Muhafazakâr Parti Lideri Theresa May, Corbyn’in bu vaatlerini “sorumsuzluk” olarak niteliyor. “İstikrar” gerekçesiyle işçi sınıfına dönük daha büyük saldırılara hazırlanıyor. İngiliz işçilerin önünde patronlar sınıfına ve onların temsilcisi durumundaki burjuva siyasetçilere karşı mücadele etmekten başka bir seçenek bulunmuyor.