Burjuvazinin kitleleri türlü yalanlarla emperyalist savaşlara ikna ettiği bu dönemde uyanık olmak ve işçi basınına daha çok sahip çıkmak gerekiyor. Bu yüzden “İşçi Dayanışması; tüm işçileri sömürüye ve ezilmeye karşı çıkmaya, bir araya gelmeye, birleşmeye, bilinçlenmeye, sınıf dayanışmasını büyütmeye; sendikal, siyasal ve ekonomik hakları için mücadele etmeye çağırıyor. İşçi Dayanışması, insanın insanı sömürmediği, savaşların, her türlü ezme ve ezilme ilişkisinin son bulduğu, kadınların şiddet görmediği, insanın özgür ve mutlu olduğu bir dünya için mücadele ediyor.” (İşçi Dayanışması, Sayı: 100)
Sınıf mücadelesinde önemli bir yer tutan İşçi Dayanışması Gazetesi, Nisan 2008’de yayın hayatına başladı. 10 yıldır hazırladığı güncel, enternasyonal ve tarihsel haber, mektup ve makalelerle sağlam ve iradeli bir çizgi izleyerek yoluna devam ediyor.
Geçmişin mücadele deneyimlerini bugüne, bugünün mücadele deneyimlerini yarının işçi kuşaklarına aktaran İşçi Dayanışması, sınıf tarihinde önemli bir aktarma kayışı olma görevini kararlılıkla sürdürüyor.
İşçi Dayanışması’nın ilk sayısını, işçi sınıfının uluslararası birlik mücadele ve dayanışma günü olan 1 Mayıs öncesinde çıkarması ayrıca önemlidir. 120. sayısı ise büyük çaba ve emekle hazırlanıp biz işçilere ulaştırılacak. İşçi Dayanışması Gazetesinin her sayısında ele alınan konular, mektuplar ve makaleler gerçek bir bilinç ve örgütlülüğün parıltısıdır.
Ben yayın sektöründe çalışan bir işçiyim. Yayın öncesi hazırlık aşamalarının ne kadar zor ve zahmetli olduğunu çok iyi biliyorum. Elinize ulaşan yayınları hazırlayan işçiler gecelerini gündüzlerine katarak çalışıyorlar. Bizlere ulaştırılan bu yayınlar tıpkı bir çocuğun doğması gibi sancılı süreçlerden geçip yayına hazırlanıyor.
Yayınların ön aşamaları şablonu hazırlanarak devam ediyor, ardından toparlanan yazılar ve mektuplar dizgi, grafik (yazıya uygun fotoğraf, karikatür, vektör), tashih (düzeltme), mizanpaj, yazı fontu, yazı puntosu ve son olarak formaya denk getirilerek matbaaya basıma gönderiliyor.
İşçi sınıfının yayınlarında çalışan işçiler, işyerlerinde mesaileri bittikten sonra bulundukları yerlerde bu yayınlar için çalışmalarına devam ediyorlar. Çoğu zaman sabahladıkları da oluyor. Her bir sayının ortaya çıkmasında çok ciddi bir emek ve göz nuru var. İşçi Dayanışması Gazetesinin bir okuru olarak yukarıda kısaca bahsetmeye çalıştığım süreçleri işyerinde her hafta en az 45 saat çalışarak geçiriyorum. Eğer burjuvaziye böyle zorlu şartlarda çalışıyorsak kendi yayınlarımız için daha çok çalışmalı ve özverili olmalıyız.
İşçi sınıfının sermaye basının zehrinden kurtulması için işçi basınına sahip çıkmalı, okuyup okutmalıyız.
Yaşasın İşçi Dayanışması!