İşçi Dayanışması bültenimizi her ay olduğu gibi bu ay da Kirazpınar’da yaşayan işçilerle buluşturduk. Dağıtımlarımız sırasında insanlığın, samimiyetin ve dostça gülümsemenin nasıl bir şey olduğunu bir kez daha hatırlattı bizlere Kirazpınar. Sanayi bölgesinin tam karşısında, makinelerin bir parçası haline geldiğimiz fabrikalara bakan bir işçi mahallesi burası. Bu yüzdendir aynı dili konuşabilmemiz belki de. Bu yüzdendir sofralarında ne varsa yarısını bizimle paylaşmak istemeleri.
“Ne güzel bir iş yapıyorsunuz. Bizim çocuklarımız da işte sizin çizdiğiniz bu yoldan yürümeliler, öğrenmeliler, kendilerini ezdirmemeliler!” dedi bir ablamız. “Bunlar bizim dostlarımız!” diye tanıttı bir abimiz babasına bizi.
Evlerine buyur ettiler. Sıcak sohbetlerini esirgemediler. Sorunlarımızı paylaştık, anlattık, dinledik, düşündük, güldük…
Öyle ya işçiyiz biz. Başkasının hakkını çalmaktan, hakkımız olmayanı almaktan çekiniriz. Çok şey istemeyiz, olanı paylaşırız, kardeşimiz açken tok yatamayız. Öyle adil ve büyük bir sınıfın üyeleriyiz. Ve ancak biz anlarız birbirimizi. Bu yüzden de sadece soframızdaki ekmeği değil, ellerimizle yarattığımız dünyanın bütün nimetlerini paylaşabilmek, güzel ve mutlu günler görebilmek için el ele vermeliyiz.
Kirazpınar’daki güzel yürekli ablamız, abimiz, ellerinden öpülesi dedemiz, yaşıtlarımız, kardeşlerimiz… Bizler bıkmadan usanmadan dayanışmayı büyütmek için kapılarınızı çalmaya devam edeceğiz. İşçi Dayanışması sizlerle büyüyecek ve bizler hak ettiğimiz güzelliklere birlikte kavuşacağız.
Samimiyetiniz ve kocaman yürekleriniz için teşekkür ederiz.