Merhaba dostlar. Ben Tuzla’dan metal işçisi bir kadınım. Sizlerle İşçi Dayanışması bülteni ile ilk tanışmamı paylaşmak istiyorum. Ben çok eskiden hep Posta gazetesi okurdum. Genelde de bulmaca için alırdım o gazeteyi. Gazeteye açık saçık kadın fotoğraflarını niye bu kadar fazla koyduklarını anlayamazdım. Çok sonra fark ettim ki amaç insanların düşünmekten alıkonulmasıydı. O dönemler bir tekstil atölyesinde çalışıyordum ve maaş alamıyorduk. Bir gün patron bizi toplayıp kötü durumda olduğunu ve artık maaşlarımızı veremeyeceğini söyledi. Bu duruma çok öfkelenmiştim ve o dönem pek bir şey bilmediğim için de elimden bir şey gelmiyordu. Orası kapandı ve maaşlarımızı alamadık. Bir söz vardır bilir misiniz? “Bir zulmü, bir haksızlığı engelleyemiyorsanız onu duyurun!” Benim de aklıma gelen ilk şey bu oldu. Ancak ne böyle bir imkânımız, ne de bize bu fırsatı verecek bir yer vardı. Yıllar sonra UİD-DER’li arkadaşların bana ulaştırdığı İşçi Dayanışması bültenini okuduğumda çok şaşırmıştım. Hakkını arayan, işten atılan işçilerin sesiydiler. Eğer o zaman İşçi Dayanışması Bülteni okuyor olsaydık sesimizi ve uğradığımız haksızlığı duyurabilirdik. O günü, bugün ile karşılaştırdığımda UİD-DER’in ve İşçi Dayanışması’nın varlığının biz işçiler için ne kadar önemli olduğunu çok daha iyi anlıyorum. Bir araya gelip sesimizi duyuramazsak kimsenin umurunda değiliz. O günden sonra işçilerin birliğine, mücadelesine inanan ve bu inançla bana işçi bültenini ulaştıran UİD-DER’li arkadaşlarım gibi, ben de başka arkadaşlarıma İşçi Dayanışması bültenini ulaştırmaya, onların yaşadığı sorunları ortaklaştırmaya ve çözüme dair beraber kafa yormaya çağırıyorum.
DÜNYA YERİNDEN OYNAR İŞÇİLER BİRLİK OLSA!