Sohbet ettiğimiz tüm işçiler kampanyamızın konusu olan düşük ücretin, taşeronlaşmanın, fazla çalışmanın yanı sıra pek çok sorun yaşadıklarını dile getirdiler. Sigortalarının aldıkları ücret üzerinden ödenmemesi, maaşlarını alamamaları, performansa dayalı çalıştırılmaları, yemeklerin iyi çıkmaması nedeniyle yaşadıkları sıkıntıları anlattılar. Bir mobilya işçisi, işyerinde iki aydır maaşlarının verilmediğini, patronun “para yok” diyerek terslediğini, maaş alamayınca geçimin imkânsız olduğunu dile getirdi. Askeriyede taşeron olarak çalışan bir işçi ise taşeron ve kadrolu ayrımının yapıldığını, yolun, yemeğin her şeyin ücretin içinde olduğunu, asgari ücret bile alamadıklarını dile getirdi. Bir fabrika işçisi ise “belki inanışımız farklı olabilir ama sizi destekliyorum, işçinin dili, dini, kimliği olmaz, emek çalınamaz” diyerek patronlar sınıfına karşı öfkesini dile getirdi.
Sultanbeyli’deki kampanya standımızla orada yaşayan işçi ve emekçilerin işyerlerinde yaşadıkları sıkıntıları, geçim derdini, patronların biz işçilere dayattığı kölece çalışma koşullarını dinledik. İşçi Dayanışması bültenimizin yazdıklarını işçilere aktardık. Sorunlarının çözümünü dillendirdiğimiz işçiler durup bizi dinlediler. Bildirilerimizi aldılar. Kimi işçiler uzattığımız mikrofona konuşarak yaşadıkları sıkıntıları dile getirdiler.
Biz işçiler örgütlenmeden, mücadele etmeden, haklarımızı bilip aramadan, işyerlerinde birlik olmadan ve patronların kâr düzenine karşı mücadele vermeden sorunlarımızı çözemeyiz. Sohbet ettiğimiz tüm işçi dostlarımıza nasıl birlik olacağımızı, sorunlarımızı nasıl çözeceğimizi bizlere yol gösteren işçilerin mücadele örgütü UİD-DER’den öğrenebileceğimizi anlattık. Onları UİD-DER’in etkinliklerine, çalışmalarına ve örgütlenme faaliyetlerine davet ettik.