Türkiye İstatistik Kurumu’nun Ocak ayına ait işgücü istatistikleri işsizlik oranının son 7 yılın en yüksek düzeyine ulaştığını gösteriyor. İşsizlik, geçen yılın aynı dönemine göre 1,9 puan artarak yüzde 13 seviyesine ulaştı. Türkiye genelinde 15 ve daha yukarı yaştakileri kapsayan araştırma sonuçlarına göre, işsiz sayısı 695 bin kişi artarak 3 milyon 985 bine yükseldi. Tarım dışı işsizlik oranı 2,2 puan artarak yüzde 15,2 olarak tahmin edildi. 15-24 yaş arası genç nüfusta işsizlik oranı 5,3 puan gibi yüksek bir oranda artış göstererek yüzde 24,5’e yükseldi. 15-64 yaş gurubunda ise işsizlik oranı 2 puan artarak yüzde 13,3’e yükseldi.
TÜİK’in istatistiklerine göre kayıt dışı çalışanların oranı da arttı. TÜİK bu kategoride olan işçileri “herhangi bir sosyal güvenlik kuruluşuna bağlı olmadan çalışanlar” olarak tarif ediyor. Kayıt dışı çalışanların oranı geçen yılın aynı dönemine göre 0,7 puan artarak yüzde 32,5’a yükseldi. AKP’nin sosyal güvence konusundaki iddialarının aksine, güvencesiz çalışanların sayısı da git gide artıyor.
Mevsim etkilerinden arındırıldığında istihdamın arttığını, işsizliğin azaldığını tespit etmiş TÜİK. Mevsim etkilerinden arındırılmış istihdam sayısı 230 bin kişi artmış, 27 milyon 534 bine yükselmiş. Oransal olarak ise 0,1 puanlık artışla yüzde 32,5’a yükselmiş.
TÜİK, işsizlik istatistiklerine sürekli ya da 2 aydan uzun zamandır işsiz olanları dâhil etmiyor. Bu da işsizlik rakamlarının olduğundan çok daha düşük görünmesine yol açıyor. Örneğin TÜİK’in geçen Mart ayında yayınladığı araştırmanın sonuçlarına göre, işsiz sayısı 3 milyon 872 bin iken, DİSK-AR’ın geniş tanımlı işsizliği esas alan raporu, gerçek işsiz sayısının 6 milyon 917 bine ulaştığını ortaya koyuyordu. DİSK-AR Ocak ayı istatistiklerini henüz yayınlamadı. Ama bu sayının 7 milyonu aştığını şimdiden söylemek mümkün.
İşsiz sayısının her geçen ay yükseliyor olması, AKP hükümetinin referandum öncesi patronlara yaptığı istihdam seferberliği çağrısının tutmadığını gösteriyor. Patronlara sağlanan onca kolaylık, işsizlik fonundan aktarılan büyük miktarda paralar iddia edildiği gibi istihdama dönüşmüyor.
İşsizlik rakamlarının artışı geçici çözümlerle engellenemez
İşsizliğin bu denli artıyor olmasının nedeni, sermaye sisteminin tarihsel krizinden kaynaklanıyor. Üretilen geçici çözümler, zorlamalar, sorunu çözmek için çare olmuyor. Türkiye’de son birkaç aydır yaşanan siyasal kriz, baskıların artması, ekonominin kötü gidişatı sanayiyi etkiliyor. Birçok fabrika kapandı veya küçülmeye gitti. Çok daha fazlasının işten çıkarma hazırlıkları yaptığı, bunun için de referandumun geçmesini beklediği biliniyor.
Önümüzdeki dönemde AKP’nin işsizliğin artmaması için ne tür çözümler üreteceğini hep birlikte göreceğiz. İşçi maliyetlerini, istihdam seferberliği adı altında işsizlik fonundan karşılamak başvurdukları çözümlerden biriydi. Bu fonda biriken paranın büyük miktarda olduğu ve işçiden çok patronların kullanımına sunulduğu biliniyor, fakat sınırsız olmadığı da biliniyor.
AKP’nin işçi sınıfının kalan kazanımlarına da göz koyduğu, bu konuda harekete geçmek için yine referandumu beklediği konusunda açıklamalar yapılmıştı. Şimdi bunun için bir engel kalmamış görünüyor. Ancak elbette işçi sınıfı artan işsizlik ve yoksulluk tehlikesine karşı hükümetin “çözümlerinin” göz boyamaktan öteye gitmeyeceğini görecektir. Bu nedenle işçiler için tek seçenek, bütün işkollarında ve fabrikalarda, kendi sınıf çıkarları için mücadeleye atılmaktır.