İzmir Banliyö Ağı (İZBAN) işçilerinin 10 Aralıktan bu yana sürdürdüğü grev, “şehir içi toplu taşıma hizmetlerini bozucu” nitelikte görülerek “60 gün erteleme” adı altında yasaklandı. Türk-İş’e bağlı Demiryol-İş sendikasına üye işçilerin grevine gelen yasak kararı, 8 Ocak gece yarısı Resmi Gazete’de yayınlandı. İZBAN grevi, AKP’nin 17 yıllık iktidarı boyunca yasakladığı 16. grev olurken, yasak kararının altında bizzat Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın imzası bulunuyor.
İzmir Büyükşehir Belediyesi ile TCDD’nin ortak kuruluşu olan İZBAN’a bağlı işyerlerinde başlatılan grev sürecinde işçiler, diğer raylı ulaşım işçileri ile aynı ücreti almayı talep ediyorlardı. Haklı mücadelelerini haftalardır sürdüren İZBAN işçileri, grev yasağı gelmeseydi işverenin son teklifini oylayacaklardı. Fakat siyasi iktidar bekleneni yaptı ve yasak gecikmedi! Daha önce metal, petrokimya, maden, lastik ve cam işkollarında çalışan yüz binlerce işçinin grevini yasaklayan siyasi iktidar, taşımacılık işkolunda da bir grevi yasaklamış oldu.
İktidar, “genel sağlığı veya milli güvenliği bozuyor”, “ekonomiyi etkiliyor”, “toplu taşımayı engelliyor” diyerek işçi grevlerini “60 gün erteleme” adı altında açıkça yasaklamaktadır. Çünkü grevlerin yeniden başlaması yasal olarak mümkün değildir. 60 günlük süre içinde taraflardan ya anlaşmaları beklenmekte ya da toplu iş sözleşmesi Yüksek Hakem Kurulu eliyle sonuçlandırılmaktadır. Anlaşma imzalanmaması ve Yüksek Hakem Kurulunun toplu iş sözleşmesini bağıtlamaması halinde ise sendikanın toplu iş sözleşme yetkisi düşmektedir. Yani ortada “erteleme” değil, açık bir yasaklama vardır, fiili olarak işçilerin grev yapmaları engellenmektedir. Yasağın gerekçesi grevin “şehir içi toplu taşıma hizmetlerini bozucu” nitelikte olmasıdır. Peki, toplu taşıma sektöründe yapılan ama şehir içi taşımacılığını aksatmayan bir grev olur mu, böyle bir grev hedefine ulaşabilir mi? Çok açık ki söz konusu gerekçeyi ileri süren siyasi iktidar, grev falan yapmayın demiş oluyor. Bu gerekçelerle işçilerin en demokratik hakkını ortadan kaldırıyor. Bu oyunu ancak işçilerin örgütlü mücadelesi bozabilir. İşçiler ancak ve ancak örgütlü ve bilinçli olurlarsa yasalardaki engelleri aşarlar, yasaların yeniden yapılmasını sağlarlar ve eskisine göre büyük kazanımlar elde ederler.