Kapitalist sömürü düzeni, bir avuç patronun elinde zenginliği yoğunlaştırıp milyonlarca insanı yoksulluğa mahkûm ediyor. Dünyadaki tüm insanları beslemeye yetecek teknoloji varken, kitlelerin payına açlık, yoksulluk, işsizlik ve eşitsizlik düşüyor. İnsanlık her geçen gün biraz daha uçuruma sürükleniyor. Sistemin her yerinden gittikçe ağırlaşan eşitsizlik ve çelişkiler fışkırıyor. İşçi ve emekçi kitlelerin yaşam ve çalışma koşulları gittikçe kötüleşiyor. Bu gerçeklik yapılan araştırmalarla bir kez daha gün yüzüne çıkıyor.
Uluslararası araştırma şirketi IPSOS tarafından, 28 ülkede gerçekleştirilen bir araştırmada, insanlara dünya çapındaki gelişmeler hakkındaki algıları, gelecekten beklentileri ve dünyayı endişelendiren konular hakkında sorular soruldu. Araştırmada, “ülkenizdeki en büyük sorun nedir?” sorusuna verilen cevaplar yaşadığımız düzenin ortaya çıkardığı illetleri resmediyor. Dünya genelinde bu soruya verilen ilk cevap, yüzde 38 ile “yolsuzluk”, ikinci cevap yüzde 30 ile “işsizlik”, üçüncü cevap ise yüzde 28 ile “yoksulluk” oldu.
Dünyadaki işsiz sayısı 200 milyonu geçti. Üstelik bu sayının büyük bir bölümünü eğitimli gençler oluşturuyor. Her gün 815 milyon insan aç kalıyor. Yoksulluk günden güne artıyor, eşitsizlik gittikçe derinleşiyor. Bir yandan bu sorunlar yaşanırken diğer yandan dünyanın en zengin yüzde 1’lik kesimi tüm zenginliğin yarısına sahip. İşsizliğin, yoksulluğun ve eşitsizliğin günden güne arttığı böylesi bir düzende dünya geneline karamsarlık hâkim olmuş durumda.
“Gelecek 15 yılda tüm dünyada yaşam şartları iyiye mi gider, kötüye mi?” sorusuna, insanların yarısından fazlası yaşam koşullarının kötüye gideceği yönünde cevap veriyor. Elbette bu durum Türkiye’de farklı değil. Dünya genelinde gelecek yıllarda daha kötüye gitmesi beklentisinin yüksek olduğu konuların başında da eğitim geliyor. 28 ülke arasından Türkiye, eğitim kalitesinin daha da kötüye gideceğini belirten ve eğitim konusunda en çok endişe yaşayan ülke oldu. Güvenlik ve çatışmaların gittikçe kötüye gideceği algısında da dünya sıralamasının ilk sıralarında yer alan ülke yine Türkiye.
Peki, bu tablo neyi ifade eder? İçten içe mayalanan öfkenin, haklı tepkilerin ve isyanın yaklaştığını bildiriyor. Milyonlarca insan eşitsizliğin, adaletsizliğin, umutsuzluğun ve karamsarlığın pençesinde yaşamaya mahkûm ediliyor. Kaynağında kapitalizmin olduğu sorunlarla insanlığın yaşamı çekilmez kılınıyor. Açıktır ki, bu düzen artık geleceğe dair umut vermemektedir.
Düzenin açmazları derinleştikçe, geleceğini tahayyül edemeyen, umutsuzluk içindeki milyonlar derinden derine öfke biriktiriyorlar. Ancak kitleler yeterince örgütlü olmadıkları ve kendi güçlerinin farkına varamadıkları için, yaşamlarını cehenneme çeviren bu düzeni alaşağı edemiyorlar. Sorunlar katmerlendikçe, kitleler bu gerçekliği çok daha açık bir şekilde görecek ve anlayacak. Gün geçtikçe bu öfke daha da dışa vuracak. Bugün dünyanın pek çok yerinde işçi ve emekçilerin grevlerle, direnişlerle, protesto eylemleriyle, kitlesel mitinglerle atıldıkları mücadeleler bunun kanıtıdır. İşçiler bir araya geldikçe örgütlü güçlerinin farkına varacak ve kurtuluşlarının kendi ellerinde olduğunu kavrayacaklardır. Sınıf mücadelesi yaygınlaştıkça karamsarlığın yerini umut alacaktır.