Egemenler geçmişten bu güne, 1 Mayıs’ın temsil ettiği sınıfsız ve sömürüsüz bir dünya özlemini karartmak için ellerinden geleni yapıyorlar. 1 Mayıs’ı bir korku gününe çevirmeye ve işçi kitlelerini kendi mücadele günlerine yabancılaştırmaya çalışan sermaye sınıfı, 1 Mayıs geleneğini yok etmek istiyor. Bugün artık AKP’nin işçi kollarına dönüşmüş olan Türk-İş, Hak-İş ve Memur-Sen bürokratları da sermaye sınıfına ve hükümete hizmet ediyor. Türk-İş’in İstanbul gibi milyonlarca işçi ve emekçinin yaşadığı bir kentte 1 Mayıs kutlamalarına katılmaması, 1 Mayıs’ı devletin geçit törenine çevirmesi; keza Hak-İş’in 1 Mayıs’ı işçilerden kaçırarak Erzurum’da kutlaması ve içeriğini boşaltması bu gerçeğin ifadesidir.
İşçi sınıfının siyasal ve sendikal örgütsüzlüğü her alana yansımaktadır. Sendikal bürokrasinin işçi sınıfı mücadelesi önündeki tıkayıcı rolü, her geçen gün daha can yakıcı hale gelmektedir. İşçi sınıfının güçlü, birleşik ve moral veren 1 Mayıs’lar örgütleyememesinin; tüm kentlerde 1 Mayıs’ın işçi sınıfının birliğinin ve coşkusunun kürsüsü haline gelememesinin nedeni budur. İşçi sınıfının gerçek sınıf güçlerinin sahnede olmadığı koşullarda, 1 Mayıs’ların örgütlenmesi sendika bürokratlarına kalmakta ve çoğu durumda 1 Mayıs kürsüleri düzeysizliğin sahnesi olabilmektedir.
2017 1 Mayıs’ı demokratik hakların ayaklar altına alındığı, OHAL rejimiyle toplumun baskı altında tutulduğu, grevlerin yasaklandığı, tek adam rejiminin topluma dayatıldığı ve işçi sınıfının haklarına saldırıların sürdüğü koşullarda gerçekleşti. Tüm baskı ve yasaklara, 1 Mayıs’ın karalanmasına, sendika bürokratlarının 1 Mayıs’ın içeriğini boşaltma girişimlerine rağmen; Edirne’den Diyarbakır’a, İzmir’den Kars’a sayısız kent ve bölgede işçi sınıfı kitlelerinin alanlara çıkarak 1 Mayıs’a sahip çıkması son derece önemlidir. 1 Mayıs Türkiye’de inatçı bir geleneğin ifadesidir. 1 Mayıs geleneğine sahip çıkmak, bu geleneği yaşatmak ve işçi sınıfının örgütlü mücadelesini büyütmek son derece önemlidir. Zira bugün karşı karşıya kaldığımız sorunları çözecek olan işçi sınıfının öncü sınıf güçlerinin her alanda güçlenmesidir. İşte o zaman 1 Mayıs, işçi sınıfının kapitalist sömürüye karşı mücadelesinin gerçek bir kaldıracına dönüşecektir.