Maden işçileri, geçtiğimiz günlerde TBMM Plan ve Bütçe Komisyonundan geçen ve maden ocaklarının özelleştirilmesinin önünü açan kanun tasarısına tepki gösteriyor. 2 Kasımda Zonguldak’ta Madenci Anıtı önünde kitlesel bir basın açıklaması gerçekleştiren maden işçileri ve Genel Maden İşçileri Sendikası (GMİS); “İşimize, aşımıza, canımıza sahip çıkalım! Özelleştirme ölüm demektir! TTK’yı böldürmeyelim, sattırmayalım!” dediler.
AKP hükümeti torba yasa tasarısının 58. maddesiyle maden sahalarının parçalara bölünerek özel şirketler tarafından işletilebilmesinin önünü açıyor. Genel Maden İşçileri Sendikası tasarının komisyondan geçmesinden önce, işçi ölümlerinin artmasına neden olabilecek maddenin torbadan çıkarılması için çağrıda bulundu. Ancak AKP hükümeti yapılan uyarılara rağmen tasarıyı komisyondan geçirdi.
Bazı Vergi Kanunları ile Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun adıyla 23 Ekimde komisyondan geçen torba tasarı, yaz saati uygulamasından ücretsiz kitapların ihalesine, tarımsal sulama elektrik alacaklarından TEDAŞ alacaklarına, bahis oyunlarında hizmet alımı yapılmasından okul ve hastanelere ücretsiz su verilmesine, kamu lojmanlarının satışa çıkarılmasına kadar birçok başlık içeriyor. Torba yasa tasarısının 58. maddesi ise 3213 Sayılı Maden Kanununda değişiklik yapılmasını sağlıyor. Bu madde tasarıda şu şekilde yer alıyor: “3213 sayılı Kanunun Ek-1’inci maddesinin üçüncü fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. Türkiye Taşkömürü Kurumu ile Türkiye Kömür İşletmeleri, uhdelerinde bulunan maden ruhsat sahalarını işletmeye, işlettirmeye, bunları bölerek yeni ruhsat talep etmeye ve bu ruhsatları ihale etmeye yetkilidir.”
Değişikliğin gerekçesi ise şöyle ifade ediliyor: “Madde ile, atıl vaziyetteki sahaların ekonomik, güvenli ve rantabl şekilde değerlendirilmesine olanak sağlanmaktadır. Ayrıca rödovans süreleri kısıtlı olduğundan dolayı iş sağlığı ve güvenliğine yönelik uzun vadeli modern teknolojiye uygun yatırımlar yapılamamaktadır. Düzenleme ile belirtilen gerekçelere göre uzun vadeli yatırım yapılabilmesinin önü açılmaktadır.”
Yasa değişikliğinin, Soma, Ermenek, Kozlu gibi büyük maden facialarının tekrar etmesine neden olacağı açıktır ama gerekçede iş sağlığı ve güvenliğine yönelik yatırım yapılacağı iddia ediliyor. Maden işçileri maddenin uyarılara rağmen tasarıdan çıkarılmamasını eylemlerle protesto ediyorlar. 58. madde tasarıdan çıkarılıncaya kadar gerekirse madenlerden çıkmayacaklarını ifade eden maden işçilerinin mücadelesine Devrek, Çaycuma, Kozlu, Karadeniz Ereğli’deki köylerin muhtarları da destek verdiklerini açıkladılar.
GMİS Genel Başkanı Ahmet Demirci, sendika genel merkez yöneticileriyle birlikte 1 Kasımda TTK Armutçuk Müessesi’nde çalışan işçileri ziyaret etti. Demirci, 58. maddenin tasarıdan çıkarılması için çalışmalarına devam ettiklerini, Plan ve Bütçe Komisyonunda, sendika genel başkan yardımcısı İsa Mutlu ve genel mali sekreter Adnan Tıska’nın yasa maddesinin neden olabileceği tehlikeleri anlattıkları halde, AKP hükümeti oylarıyla maddenin komisyondan geçirildiğini anlattı. Maden işçilerine seslenen Demircan, TTK’da işçi sayısının 2002’de 15 bin iken bugün 7 bin 600’e gerilediğini, 2010’dan bu yana işçi alınmadığını hatırlattı. İşçi sayısının azalması nedeniyle kömür üretiminin azaldığını ve TTK’nın göz göre göre zarar ettiğini vurgulayan Demirci, birçok defa yeni işçi alınması için çağrıda bulunduklarını ifade etti. TTK’yı, müesseselerini ve işletmelerini parçalayarak ruhsatı ile birlikte özelleştirmenin yolunun açıldığını ifade eden Demircan, Soma modelinin daha ağırının dayatıldığını belirtti. Demircan, TTK’nın bir çakıl taşının dahi özelleştirilmesine izin vermeyeceklerini ve yasa tasarısı geri çekilinceye kadar mücadeleyi sürdüreceklerini dile getirdi.
Maden işçileri, maden sahalarının ve ocakların rödovans yoluyla işletilmesinin nasıl felaketlerle sonuçlandığı hatırlatıyor ve özelleştirmenin yolunu açan düzenlemenin geri çekilmesini talep ediyorlar. AKP hükümeti, özelleştirmeleri kaynak yaratmak adına gerçekleştiriyor. Ancak devletin yönetimi altındayken bile gerektiği şekilde denetlenmeyen ve bu nedenle büyük faciaların meydana geldiği maden ocaklarında, özelleştirmeyle beraber çok daha büyük faciaların da yolu döşenmiş olacak. AKP, maden işçilerinin ve sendikaların uyarılarına rağmen bu düzenlemeyi geçirerek işçilerin hayatına önem vermediğini bir kez daha gözler önüne serdi.