Meksika Devlet Başkanı Enrique Pena Nieto’nun, 1 Ocakta petrol yardımlarının kesileceği açıklamasının ardından Meksikalılar sokaklara çıkmaya ve protesto gösterileri gerçekleştirmeye başladılar. Emekçi kitleler için bu kararın anlamı, tüketici fiyatlarının % 20’lere kadar yükseltilmesidir. Geçtiğimiz Çarşamba günü (4 Ocakta) başlayan ve ülke genelinde 22 kente yayılan gösterilerde 4 işçi yaşamını kaybetti, yüzlercesi de gözaltına alındı.
Devletin petrol şirketlerine verdiği karşılıksız yardımların kesileceği ileri sürülerek petrol fiyatlarına %20 zam yapılacağı açıklandı. Petrol fiyatlarının artışı daha şimdiden ekmek gibi temel gıda ürünlerinin de fiyatlarının zamlanmasının önünü açtı. İçişleri Bakanı Jose Antonio Meade ve Başkan Enrique Pena Nieto, gerçekleştirilen eylemlere rağmen yardımlardaki kesintilerde ve zamlarda geri adım atmayacaklarını belirtiyorlar.
Yaşanan bu olayların üzerine 5 Ocakta Monterrey’in kuzey sanayi kenti Nueva Leon’da 20 binin üzerinde bir katılımla büyük bir protesto yürüyüşü gerçekleştirildi. Bu yürüyüş Pazartesi günü başkent Mexico City’de düzenlenecek büyük eylemin provası niteliğini taşıyor. Meksika’ya giden otoyollarda barikatlar kuruldu. Taşıma işçileri tarafından Quintana Roo’da San Juan Del Rio şehrini kapsayacak şekilde bir greve gidildi. Greve, Monterrey’de yaklaşık 3.000 kamyon şoförü de katıldı. Nogales’teki demiryolu geçişleri kapatıldı.
Devam eden eylemlerde Mexico City’nin yoksul bir mahallesinde polisin saldırıları sonrası çıkan çatışmada 1 polis öldü. Belediye başkanı şehir genelindeki ticaret merkezlerini korumak için 9 bin polis görevlendirdi. 14 bin otobüs, kamyon ve taksi şoförü araçları caddelere uzun kuyruklar halinde park ederek eyalet çapında grev ilan ettiler, yolları kapattılar. Kamyon sürücüleri ve halk birkaç anayolu ve bazı ücretli geçiş yollarını kapattı. Guerrero’da, taksi şoförleri, Petroleos Mexicanos (Pemex) şirketine ait petrol kamyonlarını kuşattılar ve onları durdurmaya, gaz tankerlerini boşaltmaya zorladılar. Taksicilere müdahaleye gelen bir grup asker, taksicilerin, müdahale edilirse tankerleri ateşe vereceklerini söylemeleri üzerine geri döndüler. Ayrıca Ciudad Juarez’de gerçekleştirilen eylemlerde ABD ile sınır geçişleri kapatıldı.
Kitleler Pemex’e ait on birinci işleme ve dağıtım merkezini de bloke ettiler. Grevler, ülke çapında giderek büyürken bazı şehirlerde öğretmenler ve doktorlar da greve çıktılar. Sendikalar ve yoksul köylüler de yapılan eylemlere davet edildiler. Yapılan eylemler sonucunda Ford gibi dünya devi ülkeye açacağı tesisten vazgeçti. Ford’un bu kararı ve artan korkuları enflasyon oranlarını ciddi bir biçimde etkiledi. Merkez bankası faiz oranları 2009’dan bu yana en yüksek değerlere ulaştı. Tüketici fiyatları giderek arttı. Emekçi kitlelerin satın alma gücü daha da azaldı. Meksika petrol üretimi konusunda dünyanın önde gelen ülkelerinden olmasına rağmen bir işçinin aracının deposunu doldurması için 12 gün çalışması gerekiyor.
Eylemlerde özellikle gençlerin katılımı dikkat çekiyor. Hükümet, burjuva partiler, medya, patronlar ve sendikal bürokrasi dâhil düzen yanlıları protestoların milyonlarca Meksikalı emekçinin harekete geçmesinden korkuyorlar. Ülkenin dev tekelleri, hükümetin gösterileri ezmek için derhal orduyu görevlendirmesi gerektiği çağrısında bulundular. Ulusal şirketler grubu başkanı Manuel Cardona Zapata, yaptığı bir açıklamada korkularını şu şekilde dile getiriyor: “Federal müdahaleye ve gerekirse orduya ihtiyacımız var, çünkü bu durum kontrol dışı kaldı.” Polis, eylemcilere azgınca saldırıyor, 13 yaşındaki çocuklar dâhil eylemciler gözaltına alınıyorlar. Ancak tüm bu saldırılara rağmen emekçiler, sokaklardan çekilmiyorlar.
Yapılan eylemler ABD’de de egemen sınıfın dikkatini çekmiş durumda. Protestoların emekçi kitleler tarafından sempati toplamasından ve dayanışma eylemlerinin gerçekleşmesinden korkan egemenler, basını büyük oranda kararttılar. Yapılan gösterilerin kendiliğinden olduğu ve bölgesel kaldığı haberlerinin yanı sıra, Meksikalı eylemcilerin yakıt dolu kamyonları çaldığı ve dükkânları yağmaladığı şeklinde karalama kampanyası yürütülüyor. Benzer anti-propaganda Türkiye basınında da “Meksika’da yağma” başlıklarıyla yürütülüyor. Günlerdir gerçekleştirilen grevlere dair ise tek satır bilgi verilmiyor.