Dostlar öncelikle hepinizi sevgiyle, saygıyla, en içten duygularımla selamlıyorum.
Gerçekten kaos halini andıran bir dönemde hazırlandığımız, korku atmosferinde 1 Mayıs heyecanı yaşadığımız bir süreçti bu 1 Mayıs süreci. İnsanların sindirilmeye çalışıldığı, çevremizdeki illerde bombaların patlatıldığı, füzelerin düştüğü, 1 Mayıs mitinglerinin iptal edildiği bu atmosferde ben yanımdaki insanlara dolayısıyla örgütlülüğümüze duyduğum güvenle bindim Mersin trenine. Aslında evden çıkar çıkmaz bir heyecan hali başlamıştı. Aklımda hep İstanbul’da kutladığımız 1 Mayısların coşkusu neşesi geliyor ve Mersin’e bunu yansıtacağımızı düşündükçe içim daha da kıpır kıpır oluyordu. Tren yolculuğumuz sonrasında Mersin’deki temsilciliğimize vardık. Miting öncesinde yaptığımız etkinlikte şiirler, sloganlar ve konuşmalar enerjimizi coşkumuzu tavana çıkarırken, şarkılar söylenirken sandalyede halay çekmeye başlamıştım bile. Daha sonra yıllardır dikkatimi çeken ve örgütlülük işte budur dediğim miting öncesi konuşma yapıldı. Daha dernekten çıkar çıkmaz kim nerede görevli, nasıl yürünecek, herhangi bir durumda neler yapılacak, nasıl dönülecek; yani işin özü daha yürüyüş yapmadan yürüyüşümüzü, disiplinimizi kafamızda resmetmiştim.
Miting alanına doğru yürüyüşümüz başladığında Mersin’in sıcaklığına, sokaklarına kızıl bir renk bürünmüştü. Alın terimizi sömürüp sefahat içinde yaşayanlara duyduğumuz hınçla attığımız sloganlarla da kurtuluşumuzun hep beraber olacağını, örgütlü olursak eğer güçlü olacağımızı haykırıyorduk. Ve bunu da kortejimizde resmediyorduk.
Disiplinimizi, düzenimizi hiç bozmadan girdiğimiz alanda insanlar bizlere baktıkça şaşırıyor, sloganlara eşlik ediyor, bizimle beraber halaya duruyorlardı. Halayların ve türkülerin sonunda mitingden çıkmak için tekrar kortejimizi oluşturunca “acaba bir şey mi yapacaklar, beraber mi yürüyeceksiniz, koşacaklar mı acaba?” sorularını duyuyorduk. Tekrardan sloganlarımızı gür bir şekilde haykırarak temsilciliğimize kortej halinde döndük. Herkesin korku halinde çekine çekine geldiği ya da gelemediği bir 1 Mayıs atmosferinde bu coşku içime bitmeyen bir mutluluk ve enerji bıraktı. Trende dönerken okunan bir şiir aklıma ve dilime takıldı. Ya onlar kazanacaktı ya da biz. Ama yok, ya biz kazanacağız ya da biz. Budur tek seçeneğimiz!