Bu yıl biz işçilerin birlik, mücadele ve dayanışma günü olan 1 Mayıs referandumun gölgesinde kaldı. Aylardır referandumla yatıp kalkıyoruz! Referandumda “evet” diyelim diye yapmadıklarını bırakmadılar. Bugüne kadar hiçbir oylamada bu düzeyde baskıya maruz kalmadık! Sabah akşam her kanalda, her yayında, her sokakta “evet” verilsin diye bangır bangır bağırıldı. Her sokakta, her caddede koca koca afişlerle, pankartlarla “evet”lere şartlanmamız istendi. “Hayır”cılar “terörist” ilan edildi, vatan haini ilan edildi, sokaklarda linç edilmek istendi, hapislere atıldı... AKP elindeki tüm imkânları kullandı, referandum günü her türlü baskıyı, her türlü hileyi, her türlü şiddeti kullandı ama yine de “HAYIR” diyenleri ezemedi, sesini kısamadı. Ertesi gün, atı alanın Üsküdar’ı geçtiği söylense de, istedikleri gibi at koşturacakları bir ortam yaratamadılar. İşçi sınıfının ağırlıklı olduğu iller AKP’nin getirmek istediği rejime “hayır, hayır, HAYIR” dedi. Bütün bu baskılarla, hilelerle, zorla alınan bu referandumu kabul etmiyoruz, meşru görmüyoruz. AKP kazanmadı, “hayır, hayır, HAYIR!”
Bu referandumu böyle her türlü güçle, hileyle, zorbalıkla, kopara kopara almak istemeleri, biz işçilerin her türlü hakkını elinden almak, her türlü iradesini yok etmek, en küçük örgütlülüğünü bile yok etmek içindir. Bizi istedikleri yere dehleyecekleri bir sürüye çevirmek içindir! Buna cevabımız şu oldu: “hayır, hayır, HAYIR!”
Referandumun hemen ertesi günü icraatları başladı: OHAL uzatıldı! Çünkü bizden ölesiye korkuyorlar! Mücadele etmezsek icraatları devam edecek! Çünkü geldikleri nokta yokuş aşağı giden bir araca benziyor. Buna cevabımız: “hayır, hayır, HAYIR!”
Mücadele etmezsek icraatları devam edecek! Referandum süreci geçti ve ensemizde pişirmeye niyetlendikleri bozanın altını açmaya başladılar bile! Patronları “işçileri işten atmayın” diye zapt ettiler. Sermayeyi “şimdilik sorun yokmuş gibi davranın ve sorun çıkarmayın” diye sıkıştırdılar. Ekonomi tıkırında gidiyormuş gibi gösterecek her türlü dalavereleri yaptılar!
Mücadele etmezsek icraatları devam edecek! İşçilerin iş güvencesinin sigortası olan kıdem tazminatını kaldırmak için fırsat kolluyorlar. Muhalif olan, sosyalist olan, kendilerine biat etmeyen devlet memurlarını da istedikleri zaman işten atacaklar!
Yaşadığımız tüm bu haksızlıklardan kurtulmamızın, bizlere bunları yaşatanlardan kurtulmamızın tek bir yolu var: Bizi yönetenlerin karşısında bir sınıf olduğumuzun bilincine varmak, örgütlenip, mücadele etmek! Başka yolu yok!
1 Mayıs’a sayılı günler kaldı. AKP hükümetine karşı referandumda verdiğimiz anlamlı tepkiyi biz işçilerin birlik, mücadele ve dayanışma günü olan 1 Mayıs’a alanlarda da bir araya sahip çıkarak da göstermemiz gerekir. AKP hükümetinin icraatlarının önünü kesecek tek engel bizim mücadelemizdir! 1 Mayısları yaratan işçiler, bize geçmişten haykırmaya devam ediyorlar: Ezilmekten kurtulmanın tek bir yolu var, yenilgiyi kabul etmeyip birlik olup savaşmak!
Örgütlüysek her şeyiz örgütsüzsek hiçbir şey!