Merhaba işçi kardeşler. UİD DER’li işçilerle tanışalı kısa bir zaman oldu. Bunca zaman boyunca tek başıma hayatta kalma mücadelesi verdim. Önceleri her şeyin gelip beni bulduğunu, tüm sıkıntıların benim başıma geldiğini düşünürdüm. Her şey anlamsız geliyordu. Gece gündüz yatıp kalkıp kendi sorunlarımı düşünürdüm. Bazen o kadar ağır gelirdi ki sadece uyumak isterdim. Uçsuz bucaksız bir kuyuda debelenip duruyordum. Hep “neden neden neden?” diyordum. Neden bu kadar zalim bu hayat, neden bu kadar zor yaşamak? Hatta öyle bir boyuta geldim ki canımdan vazgeçmeyi bile düşündüm. Her şeyi içimde saklıyordum. Çünkü bu düzende kimseye güvenmemek gerektiğini anlattılar hep. “Babana bile güvenme” dedikleri bir düzende kime güvenebilirdim ki?
İşyerinde bir gün kara kara düşünürken bir merhabayla kaldırdım kafamı. Umutla, heyecanla bakıyor yüzüme. Başta çok şaşırdım. İnsanlar birbirinin yüzüne bile bakmaktan kaçınırken gözlerimin içine bakıyor, halimi hatırımı soruyor, derdimi soruyor. Zamanla sohbet etmeye, arkadaş olmaya başladık. Kimseyle paylaşamadığım dertlerimi paylaşmaya başladım onunla. Kimseye duymadığım güveni duymaya başladım. Zaman ilerledikçe bana işçi sınıfını, işçi sınıfının mücadelesini anlatmaya başladı. Önceleri işçi olduğumun farkında bile değilken işçi olduğumun farkına vardım. Birlikte UİD-DER’in etkinliklerine katıldık. En başlarda sen, ben ikimiz ne yapabiliriz ki diyordum. Ama UİD DER’li işçilerle tanıştıktan sonra umudum yeşermeye başladı. Bu hayatın neden böyle olduğunu anlamaya başladım. Yaşadığım bütün sorunların altında yatanın bu düzen olduğunu anladım UİD DER’in sayesinde. Ve bu heyecanla, umutla katıldım 1 Mayısa. İlk defa slogan attım, yumruklarımızı kaldırıp “kurtuluş yok tek başına ya hep beraber ya hiç birimiz” derken bunu öylesine değil, içten, yürekten bir coşkuyla yaptım. Yüzlerce insan hep birlikte yürürken, umudum da yürüdü, büyüdü içimde. Bu düzen işçilerin mücadelesiyle değişecek. İnsanlık işçilerin mücadelesiyle kurtulacak.
Yaşasın 1 Mayıs. Yaşasın örgütlü mücadelemiz.