Aslına bakacak olursak 1 Mayıs’a gitmemiz için çok sebep var. Ben birkaç tanesinin çok önemli olduğunu düşünüyorum ve zaten UİD-DER de bu taleplerle 1 Mayıs’a gidiyor.
Bugün milyonlarca işçinin ortak sorunlarından biri ücretlerin çok düşük olması. Ben ağır sanayide çalışmama rağmen aldığım ücret asgari ücretin az üzerinde. Her ay her şeye zam gelirken nedense sıra biz işçilerin maaşlarına gelince yılda 2 defa komik düzeylerde zam yapılıyor, haliyle her ay maaşlarımız sürekli eriyor. Birçok işçi arkadaşımız birazcık olsun fazla para alabilmek için ya fazla mesailere kalıyor ya da ek iş yapmak zorunda kalıyor. Hatta iş o düzeye gelmiş durumda ki, ustayla ters düşen işçilere fazla mesailere kalmama cezası veriliyor.
Fazla mesailere kalabilmek için kimi işçi arkadaşlarımız ustalara yalvarıyor. Zaten uzun olan iş saatleri, fazla mesailerle uzadıkça uzuyor ve biz işçilere nefes alacağımız zaman kalmıyor. Üç kuruş para için genç yaşta ömrümüz fabrika köşelerinde tozun dumanın içinde eriyip gidiyor. Patron yalakalarının yaptıkları haksızlıklara ses çıkardığımız zaman da soluğu kapı önünde alıyoruz, ya da birçok haksızlığı sineye çekmek zorunda kalıyoruz.
Ücretlerin düşük olması beraberinde fazla mesaileri getiriyor. Bu da iş kazalarını, işçi ölümlerini, fiziksel ve ruhsal yıpranmayı arttırıyor, aile ilişkilerimizi olumsuz etkiliyor.
Yani biz işçilerin 1 Mayıs’a gitmesi ve tüm bu haksızlıklara karşı gücünü birleştirmesi için çok sebep var.
UİD-DER’in düşük ücretlere, uzayan iş saatlerine ve taşeronlaşmaya karşı mücadelesini çok doğru buluyorum ve ben de UİD-DER’le 1 Mayıs’a katılıyorum.