Ortalık birden bire sus pus oldu
Türkülerin melodisi kesildi
Ne oldu da başımıza bela oldu bu sessizlik
Herkes birden bire kalbini yerlere mi bıraktı
Attı mı uçurumdan yüreklerini
Yok!
Yok, ben buna inanmam
Gözüm görse kalbim buna inanmaz
Olmaz ki
O zaman kalpsiz yaşanmaz
Yaşanmaz ki kalpte umut taşınmadan
Yaşanmaz
Yaşanmaz ulan yaşanmaz
Gözüne koca koca dağlar verirler
Gözlerine bir dağ verirler
Gözdağı verirler sana
Korkudan yüceltilmiş içi boş bir gözdağı…
Sokaklarda çıldırasım var
Bağırıp çağırıp insanların yüzüne
Haykırasım var
Nerde ulan kahvehanelerde kesen delikanlılığın
Nerde bacım senin analıktan gelen vicdanın
Hani bebelere kıyamazdın kıyılamazdı
Kıyıyorlar ulan hem de kimisine
Daha doğmadan anasının karnında
Kıyıyorlar elleri kırılası kahrolası
Elleri kamalı kanlı haydutlar
Hani sizin merhamet nere gitti
Nerelerde oyalanır
Mevsimsiz, baharsız, sevgisiz…
Neyse!
Neyse öfkeden kuduruyorum
Niye kimse uyanmıyor derin uykudan
Tesellide insan öfkelenir mi?
Bir teselli bulamıyorum işte
İt soyunun gırtlağına beş parmaklı ellerimi
Dayayıp hıncımı alana kadar!
Nerde bağıra bağıra oynayan çocuklarınız?
Nerelere gizlediniz billur sesli bülbülü?
Her yer toz, toprak, taş, duvar
Toprağa bak
Yarına neler için gebedir
Şiştikçe şişiyor toprak ana
Gencecik delikanlı ölülerini
Bağrına basmış
Vicdanlar körelince ağlasa da duyulmaz
Bunca derde katlanabiliyor mu insan
Yok
Ben buna da inanmam
İnanamam işte inanmam
Benim heybetli fırtınalı toprağım
Rüzgârlara karışacak yarın
Yarın fırtınaya kavuşacak
Fırtınalar alıp bizi yarınlara taşıyacak
Biliyorum
Biliyorum böyle olacak ebedi sonsuzluk
Yoksa bilmesem fırtınanın çıkacağını
Nasıl dayanırdı
Yüreğim, yüreklerimiz
Bu umursuz gövdeleri delip deşen zulümlü acılara
Yarın fırtınaya varsak
Yarından sonraya da
Mutluluğa varacak zorlu yokuş yollarımız.