18 Haziran 2016’da Mersin’de DBP’li Akdeniz Belediyesine kayyum atanmıştı. Kayyumun ardından işten çıkarmaların olacağının sinyallerini veren yönetim, 20 Martta Genel-İş üyesi 100 taşeron işçisini işten çıkardı.
İşten çıkarılan taşeron işçiler 22 Martta Özgür Çocuk Parkında basın açıklaması yaptılar. Basın açıklamasına işten çıkarılan taşeron işçilerin yanı sıra Mezitli Belediyesi ile Yenişehir Belediyesinde çalışan taşeron işçiler ve ihraç edilen öğretmenler de destek verdiler.
Atılan işçiler adına açıklama yapan Genel-İş Sendikası Genel Başkanı Remzi Çalışkan, şöyle konuştu: “Hükümet 7 Haziran seçimlerinden bu yana arttırdığı baskılarını 15 Temmuz darbe girişiminden sonra OHAL ile kalıcılaştırmıştır. Bu demokrasi dışı süreç en başta hukuk devletine zarar verdi, sendikalar ve sendikal haklar da olumsuz etkilendi. Hiç ilgisi olmadığı halde Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu’nda Bakanlar Kurulu’na verilen grev erteleme yetkisi genişletildi. Binlerce kamu çalışanı ile birlikte belediyelerde, belediye şirketlerinde ve taşeron şirketlerde çalışan binlerce işçi ya işten atıldı ya da iş akitleri feshedildi. En son Mersin Akdeniz Belediyesinde taşeron şirketlerde çalışan 100 üyemiz 672 sayılı KHK’ya dayandırılarak terör örgütlerine aidiyetleri, iltisakları veya irtibatları olduğu gerekçesiyle işten çıkarıldı. Bu gerekçe açıkça hukuk dışıdır. Çünkü hiçbir işten atılan üyemiz hakkında yargı kararı yoktur. Bu tür hukuksuz işten atma ve iş akitlerinin feshi sonucu toplam 1263 işçi işinden atılmıştır.”
İşten atmalardaki hukuksuzluklarla ilgili çarpıcı örnekler veren Çalışkan, “İş akdi fesihlerinde ve işten atmalarda idarenin nasıl karar verdiği, nasıl hatalı ve isabetsiz işlemler yaptığı konusunda şu bilgiyi de kamuoyu ile paylaşmak isteriz. Örneğin Nusaybin Belediyesi’nde çalışıyorken vefat eden Mehmet KARGI isimli üyemiz vefatından 6 ay sonra 667 sayılı KHK ile ihraç edilmiştir. Batman Belediyesi’nde Şükrü ACAR ve Selim İŞ isimli 2 emekli üyemizin de iş akdi feshedilmiştir” dedi.
Çalışkan sözlerini şöyle sürdürdü: “OHAL yönetiminin işçilere ve sendikal haklara karşı sürdürdüğü bu hukuksuzluk demokrasiyi ortadan kaldırma noktasındadır, durumu başta Türkiye İşçi sınıfı olmak üzere tüm kamuoyuna bildiriyoruz.” Çalışkan “Referandumda işçiler HAYIR diyerek bu gidişata ve hukuksuzluğa dur diyecektir” diyerek sözlerine son verdi.