Merhaba sevgili çocuk! UİD-DER’e sıcacık duygularını içeren bir mektup göndermişsin. Böylesi karanlık günlerde mektubun içimi serinletti, beni umutlandırdı. Mektubunda referandumda oy kullanamıyor olsan dahi çevrene neden “HAYIR” demek gerektiğini anlattığını, çünkü “HAYIR”ın bir amacı olduğunu yazmışsın. İyi yapıyorsun ve evet, doğru söylüyorsun. “Hayır”ın çok haklı bir amacı var. Referandumda HAYIR diyeceğiz, çünkü senin de söylediğin gibi geleceğimizi kara dumanlarla sarmaya çalışanlara izin veremeyiz. Kendi ellerimizle mezarımızı kazamayız. Biz insanız, duygularımız ve aklımız var. Yüreğimiz ve hünerli ellerimiz var. Eğer bizi yok saymalarına, haklarımızı ve özgürlüklerimizi çiğnemelerine izin vereceksek bunların ne önemi kalır, öyle değil mi? Yaşın tutmadığı için senin yerine de “HAYIR” oyu kullanmamızı istemişsin. Ben sandık başına giderken seni ve diğer çocukları da düşüneceğim, sizin yerinize de “HAYIR” diyeceğim. Söz veriyorum.
Ama senden de bir söz isterim sevgili çocuk! Bir işçi mahallesinden, bir işçi örgütüne mektup yazmışsın. Belli ki işçi çocuğu oluşundan, mahallendeki meşhur polis şiddetinden, bir kadın olarak mektubunda ısrarla durduğun kadınların geri plana itilişinin sendeki etkisinden dolayı doğru taraftasın. Küçük yaşına rağmen dünyayı çoktan kavramaya başlamışsın bile! Ama sakın bugün gösterdiğin çabadan vazgeçme. Kendin için, sevdiklerin için, hatta hiç tanımadığın insanlar için bile daha başlarında olduğun yaşamının sonuna dek mücadele et. Bil ki yaşam senin için ancak o zaman anlamlı hale gelecektir. Doğrunun peşinden gitmekten korkma. Bu uğurda verdiğin hiçbir emek boşa gitmez. Söylediğin hiçbir söz buhar olup uçmaz. Bu dünya zorbalar dünyası sevgili arkadaşım, ama unutma dünyamızı değiştirmek bizlerin elinde. Yeter ki bizler senin de söylediğin gibi birlik ve beraberlik içinde olalım. Dik duralım, sağlam adım atalım. Hep birlikte bu dünyayı değiştirelim. Mesajımı aldıysan ve “Ben Varım” diyorsan, kendine çok iyi bak. Umutla, doğrunun peşinde kal!