Renault yönetiminin tehditlerine rağmen geri adım atmayarak mücadeleye devam eden işçilere yönelik baskılar, dünkü saldırılar ve gözaltılardan sonra da devam ediyor. İşçileri sindirmek ve boyun eğmelerini sağlamak için 12 işçi daha atıldı. Aralarında sözcülerin de bulunduğu 50 işçiye idari izin verildi. İdari izinlerin bitiminde işçilerin atılmasına kesin gözüyle bakılıyor. 22 işçi de gece vardiyası değişimi sırasında fabrikadan ve evlerine yapılan baskınlarla gözaltına alındı. Renault işçilerinin bağlı oldukları Birleşik Metal-İş Bursa Şube Başkanı Ayhan Ekinci, Şube Mali Sekreteri Gökhan Aydın ve sendika çalışanı Cengiz Yıldız, gözaltına alınan diğer işçilerle birlikte, Toplantı Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’na muhalefet ettikleri gerekçesiyle tutuklanma talebiyle mahkemeye sevk edildi. Birleşik Metal-İş’in yayınladığı açıklamada, işçilerin avukatlarıyla görüşmelerinin engellendiği, serbest bırakılan 9 işçinin de yasaya aykırı bir şekilde aynı nedenle tekrar gözaltına alındıkları belirtildi. Gözlatına alınan tüm işçiler çıkarıldıkları mahkemede ifadelerinin alınmasının ardından serbest bırakıldı.
Gözaltı ve saldırıların ardından Renault yönetimi, fabrikanın içinde güvenlik noktaları oluşturdu ve kapıları kilitlendi. İşçiler de üretime zorlanıyor.
Birleşik Metal-İş Sendikası Genel Yönetim Kurulu, web sitesinde yayınladığı açıklamada, Renault işçilerinin saldırılar ve gözaltılarla sindirilmeye çalışıldığını, en temel anayasal hakları olan sendika seçme ve temsilcilerini seçme hakkının polis zoruyla engellenmeye çalışıldığı ifade edildi. Birleşik Metal-İş açıklamada, işçileri yıldırmak için başlatılan terör ortamının bir an önce sona erdirilmesini, gözaltına alınan işçilerin derhal serbest bırakılmasını; iş barışının sağlanması için hükümetin asli görevlerine dönmesini, işçi, işveren ve sendikanın üzerinden elini çekmesini, Türk Metal’in MESS’in ve Renault yönetiminin tetikçiliğini yapmaktan vazgeçmesini talep etti.
hapalki.jpg [2]
DİSK Yönetim Kurulu adına Genel Başkan Kani Beko da yayınladığı açıklamada, 15 Şubatta Türk-İş heyetinin Cumhurbaşkanı ile görüşmesinin ardından saldırıların şiddetlenmiş olmasına dikkat çekti. “Bu saldırılar işçileri, devlet ve işveren güdümündeki sarı sendikalara mahkûm etmeyi amaçlamaktadır. Bu saldırılar, sadece Renault işçisine değil, sendikal haklara, DİSK'e, Türkiye işçi sınıfına yapılmış saldırılardır. İşçilere saldıran sermaye koalisyonunun tüm uzantılarına yanıtı Türkiye işçi sınıfı verecektir” dedi.
Renault işçileri için birçok kentte Birleşik Metal-İş’in örgütlü olduğu fabrikalarda destek eylemleri gerçekleştirildi. Mersin’de Çukurova Çimsataş, İzmir’de Mahle, İmpo Motor, Power Pack, Polkimave ZF Lemförder işçileri, Eskişehir’de Renta işçileri, Bilecik’te Mefro Wheels, Eskişehir’de Hapalki Döküm, Çorlu’da SIO Otomotiv, İstanbul Samandıra’da Schneider Elektrik, Kocaeli’de Cem Tencere, Gebze’de Kroman işçileri fabrika içinde destek eylemleri gerçekleştirdiler. Bilecik’te Birleşik Metal-İş Sendikası kıdem tazminatının gaspına karşı ve Renault işçilerine destek vermek için bir yürüyüş gerçekleştirdi.
Renault işçileri, Mayıs ayındaki Metal fırtınasında kıvılcımı çakmış ve kararlılıklarıyla hem mücadelenin yayılmasını sağlamışlardı hem de kazanımlar elde etmişlerdi. Asgari ücret zammının ücretlerine yansıtılması için mücadeleye geçtiklerinde diğer fabrikaları da etkilediklerini gören MESS, Türk Metal ve hükümet Renault yönetimiyle el ele verdi ve mücadeleyi boğmaya girişti. İşçilerin ek zam talebi karşılanamayacak bir talep değil. Ancak sermaye sınıfı, hakları için bir araya gelen işçilerden korkuyor, bu eylemlerin yayılmamasını istiyor ve bu nedenle işçileri caydırmak için baskıları arttırıyor. Bu işçi düşmanlarına verilecek en güçlü yanıt, başta metal işçileri olmak üzere bütün işçilerin, fabrikalarında hakları için mücadeleyi yükseltmeleri ve Renault’daki işçi kardeşlerine omuz vermeleridir.