Bugün (11 Ekim Pazar) UİD-DER Gebze ve Sarıgazi temsilciliklerinde “Savaş da İstemiyoruz Düşmanlık da” etkinlikleri düzenlendi. 10 Ekimde Ankara’da Emek, Barış ve Demokrasi mitinginde gerçekleştirilen katliamın ardından daha da anlamlı hale gelen etkinliklere metal, petrokimya, gıda, eğitim, inşaat, taşımacılık, hizmet gibi pek çok sektörden işçiler katıldı. Sunumun başında, barış çığlığını yükseltmek üzere mitinge katılan ve katliamda yitirdiğimiz işçiler, emekçiler ve sosyalistler için saygı duruş yapıldı.
Saygı duruşunun ardından yitirdiklerimizin anısının mücadelemizde yaşayacağı vurgulandı. Gerçekleştirilen katliamın işçilerin barış çığlığını susturamayacağı şu sözlerle vurgulandı: “1 Kasım seçimleri yaklaşırken gerçekleştirdiğimiz bu etkinliğimizin temel mesajını, “savaş da istemiyoruz düşmanlık da” şeklinde tespit etmemizin nedenini eminiz sizler de derinden hissediyorsunuzdur. 30’u aşkın gencimizin öldürüldüğü Suruç katliamından bu yana neredeyse her gün ölüm haberleriyle sarsılıyoruz. Daha dün Ankara’da DİSK, KESK, TMMOB ve TTB’nin öncülüğünde gerçekleşen ve derneğimiz de dâhil emekten yana pek çok kurumun katıldığı barış mitinginde büyük bir katliam gerçekleştirildi. Egemenler işçilerin, emekçilerin barış çığlığını kanla bastırmaya çalışıyor. Ama egemenlerin baskıları, katliamları bizleri tarihin hiçbir döneminde sindirip yıldıramadı. Şimdi de yıldıramayacak. Acılıyız, öfkeliyiz, ama yasta değiliz. Egemenlerin zulmüne boyun eğmedik eğmeyeceğiz. Bundan sonra mücadelemizi daha da büyüterek devam edeceğiz.”
Savaş içimizde!
Etkinlikte, emperyalistlerin savaş ve yıkım politikalarının dünyanın dört bir yanını cehenneme çevirdiği, Ortadoğu’da ve Afrika’da yürütülen emperyalist savaşların her geçen gün giderek derinleştiği, savaşın artık yanı başımızda değil, içimizde olduğu şu sözlerle ifade edildi: “Kardeşler, savaş sadece yanı başımızda değil, içimizde! Parçalanmış bedenler, kanlar içindeki çocuklar, feryat eden analar, televizyon ekranlarında, gazetelerde, internette gördüğümüz ve birkaç dakika sonra unutup gidebildiğimiz görüntüler olmaktan çıktı çoktandır. Üç aydır neredeyse her gün 10’dan fazla insanın ölüm haberiyle sarsılıyoruz. Yani artık yanı başımızda değil, içimizde savaş!”
Etkinliğin bu kısmında gösterilen videoda Ortadoğu’yu kasıp kavuran ve Türkiye’yi her geçen gün daha fazla içine çeken savaş gerçeğini anlatan kareler izlendi.
Egemenlerin ırkçı saldırılarına geçit verme!
Sunumda, milliyetçi kışkırtmalara dikkat çekilerek emekçilerin oyunlara karşı uyanık olması gerektiği vurgulandı. Şöyle denildi: “Kendi çıkarları için Türk emekçileri milliyetçi, ırkçı söylemlerle kışkırtıp Kürtlerin üstüne salmaktan da çekinmiyorlar. Yakılan HDP binaları, evler, dükkânlar, otobüsler, linç edilmek istenen Kürt emekçiler, işçiler… ‘Katliam istiyoruz’ çığlıklarının eşlik ettiği bu cinnet elbette durup dururken yaşanmadı. Bunun düğmesine bizzat hükümet bastı ve MHP de bu Kürt avına destek verdi. Hiç utanmadan bunu ‘şehitleri sahiplenmek’, terörü protesto etmek olarak yansıttılar. Bu savaşın sorumluları koltuklarında oturup alenen 400 milletvekili istemeye devam ederken, neden Kürt işçiler, emekçiler hedef alınıyor? Bu kirli oyuna nasıl geliniyor? Çünkü cehalet, bilinçsizlik ve her şeyden önemlisi de örgütsüzlük, karıncayı incitmez denen insanları bile bir anda canavara dönüştürebiliyor...”
Dünyaya barış işçilerle gelecek!
Sunumda ayrıca kapitalist sömürüye son verecek ve barışı getirecek olanın örgütlü işçi sınıfı olduğunun altı çizildi: “Bu kanlı gidişatı durduracak olan işçilerdir, emekçilerdir. Yaşadığımız topraklara da dünyaya da kalıcı barışı ancak işçiler getirebilirler. Çünkü savaştan çıkarı olmayan tek sınıf işçi sınıfıdır. O yüzdendir ki emekçiler arasında yaratılan düşmanlıklara, emekçilerin birbirinin kanını akıttığı savaşlara hayır diyoruz.”
Etkinlikte savaş gerçeğini anlatan, 24 Temmuzdan bu yana ölen asker ve polis ailelerinin hükümete tepkilerini ortaya koyan videoların yanı sıra UİD-DER’in yürüttüğü “Savaş da İstemiyoruz Düşmanlık da” kampanyasından görüntülerin olduğu bir video da izlendi. İşçi semtlerinde açılan stantların, İşçi Dayanışması gazetesinin ve bildiri dağıtımlarının, konuya ilişkin eğitim çalışmaları ve etkinliklerin gösterildiği video, işçilerden büyük alkış aldı. Etkinlik, “Egemenlerin çıkarları için kan dökmeye hayır! Sarayın savaşına karşı halkların barışı için mücadeleye! Döktükleri kan egemenleri kurtarmayacak! Yılmayacağız, mücadeleyi büyüteceğiz!” sözleriyle ve hep bir ağızdan atılan “Yaşasın İşçilerin Birliği, Halkların Kardeşliği” sloganıyla sona erdi.
Etkinliğin ardından işçiler, son dönemde tırmandırılan savaş politikaları, yaklaşan seçimler ve sermaye partilerinin ikiyüzlü politikalarına karşı işçi sınıfının tutumunun ne olması gerektiği üzerine sohbet ettiler. Ancak ve ancak örgütlü işçilerin savaşı durdurabileceğini ve halkların kardeşliğini sağlayabileceğini dile getirdiler.