Şeker-İş Sendikası Yozgat Şubesi, işçiler için skandal denilebilecek bir eyleme imza attı. Türk-İş’e bağlı Şeker-İş Yozgat Şubesi, “ücretsiz fazla mesai” eylemi başlattı. İşçiler 1 ay boyunca günde 2 saat ücretsiz çalışacak. Eylemin amacı ise, sendikaya göre geçici statüdeki işçilerin kadroya alınmasını sağlamak ve üretim bandındaki kalifiye eleman zaafını gidermek!
Sendikanın şube başkanı Turgut Gözübüyük yaptığı açıklamada şöyle konuştu: “Yaptığımız bu eylem, kalifiye eleman zaafından kaynaklanan ham madde ve zaman israfının da önüne geçecektir. İşçi kimliğinin herhangi bir ideoloji ya da siyaset kurumu tarafından manipüle edilmemesi ve bu kimlik üzerinden farklı tartışmalara yol açmaması gerektiğini özellikle vurgulamak istiyoruz. Amacımız öncelikli olarak şeker camiasında muvakkat (geçici) ve kadrolu işçi kimliğinde farklılaşan ekonomik hüviyeti aynılaştırmak, camia içinde barışı sağlamak ve bu barışı toplumsal alana yansıtmaktır. Böylelikle muvakkat işçilerin ekonomik kimliği üzerinden kendini ötekileştirmesinin önüne geçerken, farklı ideolojiler tarafından manipüle edilmesine de engel olmaktır.”
Bir işçi sendikasının şube başkanı olarak bu konuşmayı yapan Turgut Gözübüyük, daha ilk cümlesinde açıkça patronun çıkarını savunuyor, ancak patronun kaygısı olabilecek hammadde ve zaman israfı meselesinin çözümünü kendisine iş ediniyor. 1 ay boyunca günde 2 saat ücretsiz fazla mesai yaparak çalışmak, işçinin kendisine ve ailesine ayıracağı zamandan çalmaktır. Patronun kârını karşılıksız olarak alın teri dökerek arttırmaktır. İşçinin sağlığından ödün vermektir. Diğer taraftan birbiriyle ilişkisi olmayan sözcükleri yan yana getirerek tam anlamıyla lafebeliği yapmakta, işçilerin kafasını karıştırmaktadır.
Geçici ve kadro işçiler arasındaki ayrımın kaldırılması ve tüm işçilerin kadroya alınması, işçi sınıfı için temel mücadele konularından biridir. Böyle bir talep için patrona bedavaya çalışmak, patronun hoşnutlukla karşılayacağı bir eylem olabilir ancak. Üstelik böyle bir eylemin süresini uzatmalarını isterler.
İşçilikten çoktan kopan bu bürokratın, işçilerin çalışma ve yaşam koşullarının ne demek olduğunu çoktan unutmuş olduğu ortada. Gözübüyük’ün geçici ve kadro işçiler arasındaki farklılıkların “farklı ideolojiler tarafından manipüle edilebileceğinden” bahsetmesi gerçekte onun gerçek niyetini ortaya koyuyor: İşçiler kendi hakları için birleşip mücadele etmesinler, maazallah sendikayı da bürokratlardan temizlemesinler!
Bu tutum, sendikaların, işçilerin çıkarını savunmaktan çoktan uzaklaşmış ve bürokratlaşmış sendikacılar tarafından işgal edildiğinin bir başka acı örneği… İşçi örgütü olan sendikalar, bunun gibi bürokratlardan ancak mücadeleci sınıf sendikacılığı anlayışı temelinde temizlenebilir. İşçiler, bürokrat sendikacıları başlarından atmadan, sendikalar işçilerin haklarını savunan mücadeleci işçi örgütlerine dönüşemezler!