Patronlar kârlarının artması için bizden durup dinlenmeden çalışmamızı istiyorlar. Çay ve yemek için kullandığımız süreleri çok bulup kısaltmak için ellerinden geleni yapıyorlar. Örneğin çalıştığımız birçok iş yerinde kullandığımız 15 dakikalık çay molaları kaldırılıyor, öğlen saatindeki ara dinlenmesi de tam kullandırılmadan iş başı yaptırılıyoruz. Birçoğumuzun iş yerinde ise doğru dürüst ara dinlenmesi uygulanmıyor. Peki, patronların keyfi olarak kısalttıkları ya da uygulamadıkları ara dinlenme süreleri 4857 sayılı iş kanununa göre nasıl düzenlenmiştir?
İş yasasının 68. Maddesinin gerekçesi, işçilerin yeme-içme gibi zorunlu ihtiyaçlarının sağlanması hem de yorgunluktan ve dikkatsizlikten kaynaklanan iş kazalarının azaltılmasıdır. Yasaya göre ara dinlenmesi uygulanması zorunludur. Maddeye göre işyerlerimizde kullanmamız gereken ara dinlenme süreleri şöyle belirtilmekte;
4 saat veya daha kısa süreli işlerde 15 dakika
4 saatten fazla ve 7,5 saate kadar (7,5 saat dâhil) süreli işlerde yarım saat,
7,5 saatten fazla süreli işlerde 1 saat ara dinlenmesi verilmesi gerekiyor.
Bu süreler iklim, mevsim, gelenekler ve işin niteliği göz önünde tutularak iş sözleşmeleri ile bölünerek kullandırılabilir. Örneğin; 7,5 saatten fazla çalışıyorsak 1 saat olan ara dinlenmemizi 45 dakika öğle yemeği, 15 dakika çay molası olarak kullanabiliriz. Ara dinlenmeleri iş süresinden sayılmaz.
Bizler işyerinde uzun saatler boyunca ve iş güvenliği olmadan çalışıyoruz. Yasada belirtilen ara dinlenme süreleri biz işçiler için yeterli değildir. Ara dinlenmesinin iş saatinden sayılmasını ve iş saatlerinin kısaltılmasını talep etmeliyiz. Taleplerimizi kazanabilmemiz için örgütlü ve bilinçli bir şekilde mücadele etmeliyiz.