Buradasınız
Şaka Değil, Gerçek!
Çorlu’dan bir kadın işçi
Arkadaşlar mektubuma başlamadan önce sizleri uyarmak istiyorum. Yazının ortasına bile gelmeden birçoğunuz “Bu kadar da değil. Gerçek değildir bu!” diyecektir. Birazdan paylaşacağım gazete haberini arkadaşım ilk gösterdiğinde ben de inanamamıştım.
Haberin başlığı şöyle diyor: “Bir Mesajla Kâbusu Yaşadı!” Nevşehir’de çiftçilik yapan Ahmet Kaya isimli bir ağabeyimiz bu olayın başrolünde. Ahmet Kaya’yı bir hukuk bürosundan 25 kez arıyorlar ve elektrik borcu olduğunu, ödemesi gerektiğini söylüyorlar. Kaya ise elektrik aboneliğinin bulunmadığını ve bu nedenle borcunun olamayacağını anlatıyor. Günler böyle geçedursun telefonuna hayatını kâbusa çeviren o mesaj geliyor: “Elektrik borcunuzu ödemediğiniz için mahkemece hakkınızda 3 ay hapis cezası verilmiştir” İşte Ahmet Kaya’nın 15 günlük macerası bu mesajla başlamış oluyor. Mesajı okuyan Ahmet ağabeyimizin başından kaynar sular dökülmüş olsa gerek, yanında duran eşine birazdan döneceğini söyleyerek evden çıkıyor. Gidiş o gidiş! O korkuyla ne yapacağını bilemeyen adam, hapse girmemek için dağa çıkıyor. Evet evet, gerçekten dağa çıkıyor ve 15 gün bir mağarada saklanıyor. Bu sürede kendisinden haber alamayan eşi de kocasının kendisini terk ettiğini düşünerek çocuklarını da alıp baba evine dönüyor. “Bu kadar da olmaz” dediğinizi duyar gibiyim! Ama bitmedi, finali var! Evde olanlardan bihaber Ahmet ağabey, mağarada geçirdiği günler içinde cesaretini toplayarak teslim olmaya karar veriyor ve polise gidiyor. Bunun üzerine gerçekler de gün yüzüne çıkıyor. Karakola teslim olmaya gelen Kaya, “hapis filan yok seni korkutmuşlar” cevabını alıyor.
İnanmayanlar ya da okurken kendini tutamayıp gülenleriniz olmuştur. İtiraf edeyim ben de kendimi tutamadım. Biraz üzerine düşününce aslında ağlanacak halimize güldüğümüzü fark ettim. Ahmet Kaya yaşadıkları üzerine “O mesajla hayatımdan 15 yıl gitti” diyor. Terazinin bir kefesinde olmayan elektrik faturasını ödeyemediği için bile hapisle tehdit edilen insanlar var, diğer kefesinde ise milyarlarca dolarlık servet sahipleri… Dünyada bazı insanlar açlıktan ölürken diğer yanda ejder meyveli içeceklerini yudumlayan insanlar var. Hani şarkıda diyor ya “yaprak döker bir yanımız, bir yanımız bahar bahçe” diye, anlayın işte, biz yaprak döküyoruz onların yaşamından bahar, bahçelerinden bereket eksik olmuyor. Üstelik üreten biziz, onlar ise sömüren! Böyle bir terazinin dengede durması mümkün değil. Biz milyonlarız onlar ise bir avuç. Buna dur demenin yolu mücadeleden geçiyor. Omuz omuza verip bu kapitalist sistemi yıkmalı kendimize güzel günler yaşayacağımız bir dünya kurmalıyız.
YÜREKLERİN GEZİNTİSİ
- Ekonomik Sorunların Kaynağı Bulundu: İşçi ve Emekçiler!
- Vergiler Patronlardan Kesilsin!
- Soğanı Bile Lüks Hale Getiren Bu Rejim Gitmeli!
- Bakandan Dâhiyane Buluş: Kış Tatili!
- Bizim Yoksulluğumuz, Onların Yalanları Büyüyor
- Nasıl Küçüldük, Kimi Büyüttük?
- Bir İşçi Çocuğunun Gözünden Hayat Pahalılığı
- “2023’ü Beklerken” Neler Oldu?
- Zamlardan Haberi Olmayanlar da Var!
- Enflasyonu Asgari Ücret Zammı mı Arttırıyor?
- Büyüdüğümüzü Hissedebiliyor musunuz?
- Evsiz Kalmak mı Mücadele Etmek mi?
- Ekmeğimizi Büyütmek İçin!
- Haklı Olan Biziz!
- İktidarın Enflasyon Masalı
- Yağa Neden Zincir Vuruluyor?
- Yüksek Elektrik Faturalarına Tepkiler Sokaklara Taştı
- İşten Çıkarma Yasağı Sona Erdi, Saldırılar Başladı!
- Doların Yükselmesi Bizi İlgilendirmez mi Dediniz?
- Maaşlar Eriyor: Bu düzen Değişmeli!
Son Eklenenler
- Siyasi iktidar ve sermaye sınıfı yasa kural tanımadan işçilerin haklarını gasp ediyor. Bu saldırılara işçilerin cevabı ise mücadele etmek, boyun eğmemek oluyor. 7 Martta greve çıkan Lezita işçileri, 17 Martta Manisa Turgutlu’da yürüyüş ve basın...
- İşçilerin mücadele örgütü UİD-DER’in, “Geçmişten Geleceğe Yaşasın 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü” şiarıyla düzenlediği etkinlikler dizisi İstanbul Avrupa Yakası ve Mersin’deki etkinliklerle son buldu.
- Kocaeli İSİG Meclisi ve Eğitim-Sen 1 No’lu Şube, MESEM aracılığıyla öğrencilerin sermaye için çocuk işçi yapılmasına karşı 16 Martta basın açıklaması düzenledi.
- Patronlar iş barışını “patronla işçi arasında uyum, saygı ve güven ortamı” olarak tanımlıyorlar. Peki, patronun işçiyi sömürmesi üzerine kurulu bir sistemde saygıdan, barıştan söz edebilir miyiz? İş barışı söylemini dillerinden düşürmeyen patronlar...
- Malum, Şubat ayını geride bırakıp baharın gelişini müjdeleyen Mart ayına girdik. Fakat içimiz bahar sevinciyle dolmak bir yana daha da kararıyor. Ama bunun tek nedeni hava değil. Atalarımız “Mart kapıdan baktırır, kazma kürek yaktırır” demişler....
- Ücretlerimizin yükseltilmesini talep ettiğimiz her dönemde, biz işçilere “açgözlü”, “nankör” yaftası yapıştırılır. İktidar sahiplerinden tutun da, daha fazla kâr etmek için hayatlarımızı cehenneme çeviren patronlara kadar sermaye sınıfının zihniyeti...
- İşçilerin pek çok sektörde hak gasplarına karşı verdikleri mücadeleler sürüyor. Antep’te bulunan Sayın Tekstil fabrikasında 200’ü aşkın işçinin ek zam talebiyle 9 Martta başlattığı iş bırakma eylemi devam ediyor. 14 Martta sendikaları BİRTEK-SEN’le...
- Toplumun ezenler ve ezilenler olarak ikiye bölündüğü bir sistemde gerçek adalet ve barış olamaz. Ama gerçek adaleti ve barışı isteyenler olur ve onlar ezilen sınıflardır, kadın erkek işçiler ve emekçilerdir. Dünden bugüne Fransa’dan Türkiye’ye...
- Hepimizin bildiği üzere kısa bir süre önce 2023-2025 MESS Grup Toplu İş Sözleşmesi grev aşamasında son buldu. Birden çok fabrikada MESS’e bağlı olsun veya olmasın hareketli süreçler yaşandı. Çünkü alınacak ücret başka fabrikadaki işçilerin alacağı...
- Pek çok işçi kardeşimiz grev ve direnişlerde “biz ekmeğimizin peşindeyiz” derler. Bununla ekmeklerini korumak dışında bir amaçları olmadığını anlatmaya çalışırlar. Fakat kısa zamanda ekmeklerini koruyabilmek için sendikaya üye olma, grev, gösteri,...
- TÜİK’e göre Türkiye’de göreli yoksullaşma da azalıyormuş! Ülkedeki ortalama gelirin yüzde 50’si yoksulluk sınırı olarak kabul edildiğinde 2013 yılında göreli yoksulluk oranı yüzde 15 iken 2023 yılında yüzde 13,9’a düşmüş. Pek çok uzman Cumhuriyet...
- Erzincan İliç’te bulunan siyanürlü altın madeninde meydana gelen faciada 9 madenci kardeşimiz hâlâ göçük altında. Siyanürlü liç yığınının çökmesinin ardından siyanürün yanı sıra çeşitli ağır metaller de suya ve toprağa karıştı. Madenin sahibi yerli-...
- Çalıştığım işyerinde Tuncay isimli bir arkadaşımız var. Tuncay eşinden ayrılmış, çok şeker bir oğlu var, hayatta belki de tek tutunacağı dal o kalmış. Gözlerinde “şişe dibi” diye tabir edilen bir gözlük, ayağının biri topal, iki kulağında da işitme...